Karaciğer Yağlanmasına Karşı Ne Yapılmalı?

Karaciğer yağlanmasına karşı nasıl beslenmeli? Nelere dikkat edilmeli? Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Hatice Yasemin Balaban, mühim ikaz ve tavsiyelerde bulundu.

Karaciğerdeki fazla yağ, vücudumuz için hayati önem taşıyan bazı enzimlerin üretilmesini ve gerekli dağılımın yapılmasını engellediği için bazı ciddi hastalıklara zemin hazırlıyor. Oysa, yağlanma sorununu basit tedbirlerle gidermek mümkün. Kilo vermek bu tedbirlerin başında geliyor.

Obezite, diyabet ve kalp damar hastalıklarıyla yakından ilişkili olan karaciğer yağlanmasına çözüm olabilecek etkin bir tedavi yöntemi henüz yok. Bu noktada en etkili tedavi,  kişinin sağlıklı beslenmesinde ve fazla kilolarından kurtulmasında yatıyor. Peki karaciğer yağlanmasına karşı nasıl beslenmeli? Nelere dikkat edilmeli? Balaban'ın şu ikaz ve tavsiyelerde bulundu.

KARACİĞER SAĞLIĞINA DİKKAT EDİLMELİ?

Karaciğer, vücudun en büyük ve metabolik açıdan en kompleks organı. Protein, karbonhidrat, yağ, vitaminler ve ilaçların vücutta işlem görebilmesini sağlıyor. Bu nedenle karaciğer sağlığına dikkat etmek hayati önem taşıyor. Karaciğer yağlanması ise, karaciğer hücrelerinde aşırı yağ birikmesi anlamına geliyor.

Basit yağlanmadan siroza kadar ilerleyici olabilen ve şu anda dünya çapında en yaygın karaciğer hastalığı. Obezitenin toplumdaki sıklığına bağlı olarak her 3 veya 5 kişiden birinde karaciğer yağlanması görülüyor.

SAĞLIKLI BESLENME ALIŞKANLIĞI OLMALI

Karaciğer yağlanmasından korunmak için, basit karbonhidratlar (yani rafine şeker), tatlandırıcılı içecek ve gıdalar, doymuş yağlardan kaçınılmalı, diğer yandan mevye, sebze, yüksek lif içeren gıdalar, çoklu doymamış yağ asidleri ve omega 3 içeren gıdalara ağırlık verilmeli. Sağlıklı beslenme için ağır öğünler ve hazır gıdalardan (fast food) kaçınılmalı, kırmızı et yerine balık tüketilmeli. Aşırı fruktoz tüketimi karaciğerde yağ depolanmasına, insulin direnci ve de kanda trigliserid tipi yağların artmasına neden olduğundan fruktozlu içeceklerden sakınılmalı.

KARACİĞERE ZARAR VEREN ALIŞKANLIKLARDAN KAÇININ

Karaciğer yağlanması, temelde fazla alınan kalorilerin karaciğerde yağ şeklinde depolanması sonucu gelişen bir hastalık. Bu yağlanmanın oluşumunda fiziksel aktivite azlığı da en az diyet kadar önemli. Fiziksel aktivite insulin direncini düşürüyor, vücuttaki ve karaciğerdeki toplam yağ miktarını azaltıyor ve böylece metabolizmayı düzenliyor. Bu nedenle de karaciğer yağlanması olanlarda egzersiz, kilo vermeden bağımsız olarak tedavi edici özelliğe sahip. bugün için egzersiz ve diyetle kilo vermenin ulaştığı bu başarıyı sağlayan hiçbir ilaç tedavisi mevcut değil.

Beslenme ve egzersizin yanısıra, zararlı alışkanlıklar da karaciğer yağlanması ile ilişkilidir. Sigara ve obezite, karaciğer yağlanmasının gelişiminde sinerjistik etki oluşturuyor.

HAYAT TARZINIZI DEĞİŞTİRİN

Karaciğer yağlanmasının henüz etkin bir ilaç tedavisi bulunmuyor. Bunun önlenmesi ve tedavisi ancak eğitim, davranış değişikliği ve motivasyon stratejileri ile kişilerin daha sağlıklı bir yaşam şeklini benimsemeleri ile mümkün olabiliyor. Sağlıklı beslenme, egzersiz ve fazla kiloların verilmesi ile kardiyo-metabolik faktörlerin düzeltilmesi sadece karaciğer yağlanmasını değil, karaciğer yağlanmasının habercisi olduğu diyabet ve kalp damar hastalıklarını da önleyeceği unutulmamalı.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.