Kamuda Artık "yerli Klavye" Zorunlu Olacak

Yeni yılda kamuda artık 'Q' klavye kullanılmayacak, bunun yerini Türkçe yazmaya daha uyumlu olan ve yeni standartları belirlenen 'F' klavye alacak.

2017'de kamu kuruluşlarında artık 'F' klavyeye geçilecek.

KAMU KURULUŞLARINDA F KLAVYE KULLANILACAK

"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığı döneminde F klavye ile ilgili genelge yayınlamıştı. F klavyenin üzerindeki yeni standartlar belirlendi. Kelimelerin tamamı Türkçe olacak. Örneğin; klavye tuşları üzerinde önceden inceltme tuşları yoktu, onlar olacak. Euro, Dolar simgesi vardı, TL'nin yoktu onlar olacak. Hazırlıklar devam ediyor. Türkiye'de 2017'den itibaren kamu kurumları artık F klavyeye geçecek."

TÜRKÇE'NİN KARŞI KARŞIYA OLDUĞU TEHLİKELERE İŞARET ETTİ

Platformadaki konuşmasında Türkçe'nin "karşı karşıya olduğu tehlikelere" değinen Erdem, yabancı kelimelerin oldukları şekliyde Türkçe'ye girmesini eleştirdi. Konuşmasında İngilizceyle ilgili yorumlarda da bulunan Erdem, "Dünyada en sıkıntılı dillerin başında İngilizce geliyor. İngilizce 'de yeni kelimeler üretilmekten çok bir takım kelimelerin baş harflerinin bir araya gelmesi ile yeni bir dil oluşuyor. Umuyorum, inanıyorum ki İngilizler de bundan rahatsızdır"diye konuştu.

TÜRKLER TÜRKÇE'Yİ DOĞRU KULLANAMIYORLAR 

Ana dili Türkçe olanların Türkçe'yi doğru kullanmaması sorununa da işaret eden Erdem, şunları söyledi: "Sosyal medyaya baktığımız zaman Türkçe dilden başka her şeye benziyor. Ne imla kurallarına dikkat ediliyor ne kelimeler usulüne uygun, düzgün bir şekilde yazılıyor. En büyük tehlikelerden bir tanesi de harflerin seslendirilmesi. Artık "f" ve "t" kalmadı. Bu harfler Türkçe yerine İngilizce seslendiriliyor. Siz isimlerinizin harflerini İngilizce seslendirin bakalım karşınıza ne çıkıyor? Buna benzer saymakla bitmeyecek sıkıntılar var. Ülkemiz zor bir süreçten geçiyor. Bu sıkıntıların nasıl üzerinden geliyor ve gelmeye devam ediyorsak Türkçe de inşallah bu sıkıntıların üzerinden gelecektir."

ÜNİVERSİTELER DEVLETİNİ BESLEMEK ZORUNDA

Toplantıya ev sahipliği yapan İstanbul Aydın Üniversitesi'nin Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Mustafa Aydın da "Aydın Düşünce Platformu'nun son toplantısını yapıyoruz. Aydın Düşünce Platformu'nda her ay bir veya iki güncel konuyu masaya yatırıyoruz. Siyaset bilimciler, alanında uzman arkadaşlarımız burada değerli kurucularla beraber konuyu masaya yatırıyorlar, değerlendiriyorlar. Bu değerlendirme sonucunda kısa ve özet halinde bir rapor ortaya çıkıyor. Bu raporları daha sonra konusuna göre devletin ilgili makamlarına gönderiyoruz. Üniversiteler bir bilgi birikimi ile bir beyin hazinesi. Dolayısıyla üniversiteler devletini beslemek zorundalar" diye konuştu.

Kaynak: Star Gazetesi

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.