Kadir Gecesi'nde Büyük Çamlıca Camisi Doldu Taştı

Büyük Çamlıca Camisi'nde iftar sonrasında düzenlenen Kadir Gecesi programı dolayısıyla vatandaşlar, camiye akın etti. 


Büyük Çamlıca Camisi'nde iftar sonrasında düzenlenen Kadir Gecesi programı dolayısıyla vatandaşlar, camiye akın etti.

Burada düzenlenen kandil programına yoğun ilgi gösteren vatandaşlar, geceyi namaz kılıp dua ederek geçirdi. Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programda, ilahiler okundu.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "Cenabıhak bütün Müslümanları, İslam alemini, Kadir Gecesi'nin yüzü suyu hürmetine, her türlü kazalardan, belalardan muhafaza eylesin." duasıyla konuşmasına başladı.

Kur'an-ı Kerim'in Kadir Gecesi'nde indirildiğini belirten Erbaş, "Şüphesiz, biz onu (Kur'an'ı) Kadir Gecesi'nde indirdik. Kadir Gecesi'nin ne olduğunu sen ne bileceksin. Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede, Rabblerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir." ayetini okudu.

Kadir Gecesi'nden sonra Hazreti Muhammed'in insanları 23 sene boyunca Kur'an-ı Kerim ile aydınlattığını söyleyen Erbaş, "Bundan bin 400 küsur sene önce nasıl ki Kur'an-ı Kerim 'Kalk insanları uyandır' diye ilk muhatap Allah Resulü efendimize hitap etmişse, bugün sanki bu ayetler yeni inmiş gibi, omuzlarımızda bize emaneti hatırlatıyor değerli kardeşlerim. İnsanlarımızın uyarılmaya ihtiyacı var. Lütfen birbirimizi uyaralım." diye konuştu.

Mübarek günlerden bahseden Erbaş, "Kadir Gecesi gibi geceler, ruhlarımızın yenilendiği, aklımızın, zihnimizin cilalandığı mübarek gün ve gecelerdir. Ruhlarımızı bu gecelerin ve bu mübarek günlerin yüzü suyu hürmetine cilalamalıyız, kötülüklerden arındırmalıyız. Rahmetle, mağfiretle dolu olan bu gecelerden azami şekilde istifade etmeliyiz. Çoluk çocuk, genç ihtiyar, kadın erkek hepimiz." ifadelerini kullandı.

Başta Cebrail Aleyhisselam olmak üzere meleklerin "selam" ve "esenlik" için Allah'ın izniyle tan yeri ağarıncaya kadar yeryüzüne indiğini ifade eden Erbaş, şöyle devam etti:

"Ne güzel meleklerle beraber olmak, ne güzel meleklerin zikrine eşlik etmek, ne güzel meleklerin duasına muhatap olmak. Rabbim azami şekilde bu gecenin feyzinden istifade etmeyi hepimize nasip eylesin. Kadir Gecesi'ni önemli kılan en önemli özellik, Kuran'ın bu gecede nazil olmasıdır dedik. Bu Kur'an-ı Kerim ki Allah'ın insana son vahyidir. İnsanları karanlıktan aydınlığa çıkaran bir hidayet rehberidir Kur'an-ı Kerim. İnsana hayatı evreni yaratanı var oluşunun gayesini tanıtan, hakkı, hakikati, adaleti, merhameti, bütün insani değerleri ve yeryüzünü güzelleştirecek ilkeleri öğreten iffetli ve onurlu bir hayatın, adil ve huzurlu bir dünyanın yolunu gösteren kitaptır Kur'an-ı Kerim. Hak ile batılı, doğru ile yanlışı, güzel ile çirkini, faydalı ile zararı birbirinden ayıran bir ölçüdür."

Tüm bunlar neticesinde Kadir Gecesi'ni Kur'an-ı Kerim ile muhasebe ederek geçirmek gerektiğini anlatan Erbaş, "Kadir Gecesi aynı zamanda kadir kıymet bilmek gecesidir. Kur'an'ın kıymetini, zamanın, sağlığın kıymetini, bir vatana sahip olmanın kıymetini bilmeyi hatırlatmaktadır Kadir Gecesi. Peygamber Efendimiz 'Kim inanarak ve sevabını Yüce Allah'tan umarak Kadir Gecesi'ni ihya ederse onun geçmiş günahları bağışlanır.' buyurur." dedi.

Daha sonra kılınan teravih namazının ardından Kur'an-ı Kerim tilaveti devam ederken, ilahiler de okundu.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.