İsrail Kudüs'ü Yahudileştirmek İstiyor

İsrail Kudüs'te Filistinlilerin evlerine ve arazilerine el koymaya devam ediyor. Kudüs İşleri Bakanı Adnan el-Huseyni, İsrail'in Kudüs'ün demografik yapısını değiştirmeye çalıştığını belirterek, "Evleri yıkarak, arazilere el koyarak ve Yahudi yerleşim birimlerini artırarak izlenen bu siyaset, Kudüs'te Yahudilerin çoğunlukta olmasını hedefliyor" dedi.

İsrail'in, Doğu Kudüs'te Filistinlilerin evlerinin yıkılması, arazilerine el konulması ve Yahudi yerleşim birimlerinin artırılması suretiyle izlediği bu politikanın, Filistinlileri kentten çıkarma amacı taşıdığı belirtiliyor.

Doğu Kudüs'te yaşayan Filistinlilerin maruz kaldıkları hak ihlalleri konusunda çalışmalar yürüten yetkililer, 1967'den bu yana İsrail'in, arazilerin büyük kısmını yeşil alana dönüştürdüğünü, bir bölümünü de Yahudi yerleşim birimleri için ayırdığını ifade ediyor. İsrail'in Filistinlilere az sayıda inşaat ruhsatı verdiğini ve evlerini yıktığını kaydeden yetkililer, bu hukuksuz uygulamanın ev fiyatlarının yükselmesine neden olduğunu aktarıyor.

İsrailli insan hakları örgütü B'Tselem'in raporlarına göre 15 Yahudi yerleşim biriminin bulunduğu Doğu Kudüs'te, 100 metrekarelik bir ev, 400 bin dolar fiyatla satışa sunuluyor, kira fiyatları ise aylık 700 dolardan başlıyor.

"Kudüslüler, İsrail siyasetine karşı durma konusunda kararlı"

Kudüs İşleri Bakanı Adnan el-Huseyni, İsrail'in Kudüs'ün demografik yapısını değiştirmeye çalıştığını ileri sürerek, "Evleri yıkarak, arazilere el koyarak ve Yahudi yerleşim birimlerini artırarak izlenen bu siyaset, Kudüs'te Yahudilerin çoğunlukta olmasını hedefliyor." dedi.

İsrail'in bu politikasının Kudüs'te gerginliği artıracağı uyarısında bulunan Huseyni, “Kudüslüler, şehirlerinde kalma ve İsrail siyasetine karşı durma konusunda kararlı. Nihayetinde bu toprak onların ve ne kadar uzun sürerse sürsün bu işgal bitecek." ifadelerini kullandı.

KUDÜS'TE 20 BİN EV YIKILMA TEHLİKESİ YAŞIYOR

Arap Araştırma Derneği Haritalar Bölümü Başkanı Halil et-Tüfekci de, ruhsatsız yapıldığı gerekçesiyle Filistinlilere ait 20 bin evin yıkılma tehdidiyle karşı karşıya bulunduğunu ifade etti.

Tüfekci, ev sahibi Filistinlilerden bir kısmının, evlerin yıkılmaması için çok yüksek para cezaları ödediğini, buna güç yetiremeyenlerin ise bir sabah İsrail buldozerlerinin sesleriyle uyanmamak için sadece dua edebildiğini belirtti.

Filistinlilerin, acilen 20 bin konuta ihtiyacı bulunduğuna dikkati çeken Tüfekci, İsrail Belediyesi'nin verdiği inşaat ruhsatlarının yıllık birkaç yüzü geçmediğini, bunun da bölge halkının ihtiyacını karşılamaktan çok uzak olduğunu ifade etti.

İsrail hükümetinin 1973 yılında çıkardığı ve Filistinlilerin sayılarının doğu ve batı Kudüs'ün tamamında yüzde 22'yi geçmemesini öngören karara işaret eden Tüfekci, İsrail'in bu oranı korumaya ve Filistinlileri Kudüs'ten çıkarmaya çalıştığını söyledi.

Tüfekci ayrıca Doğu Kudüs'te 200 bin Yahudi yerleşimcinin yaşadığı bilgisini verdi.

İsrail araştırmaları Kudüs Merkezi'nin verilerinde, 2014 yılı sonunda 316 bin Filistinlinin yaşadığı, Kudüs nüfusunun yüzde 36'sını oluşturduğu belirtiliyor.

İSRAİL ETNİK TEMİZLİK YAPIYOR

Doğu Kudüs'teki İsaviyye beldesindeki Savunma Komitesi Üyesi Muhammed Ebu Hıms ise Kudüs'teki Filistinlilerin evlerinin yıkılması ve inşaat için ruhsat verilmemesini, “etnik temizlik" şeklinde niteledi.

Ebu Hıms, “Filistinlilere verilen ruhsatlar oldukça az. Buna karşılık Yahudi yerleşimcilere verilen ruhsatlarda patlama yaşanıyor." dedi.

Kudüs Sosyal ve Ekonomik Haklar Merkezi Müdürü Ziyad el-Hamuri, İsrail'in evleri yıkmak, az sayıda ruhsat vermek ve Yahudi yerleşim birimlerini genişletmenin yanı sıra 1967'den bu yana 14 binin üzerinde Filistinlinin kent dışında ikamet ettiği iddiasıyla Kudüs'teki oturum belgesini iptal ettiğini belirtti.

Hamuri “Kudüs'teki Filistinliler, oturum belgelerinin iptal olmaması için kentte kalmaya özen gösteriyorlar." diye konuştu.

Doğu Kudüs sakinlerinden Amir Ayevsat da İsrail'in ruhsatsız olduğu gerekçesiyle bir sabah buldozerlerle kapısına dayanıp evini yıktığını söyledi.

Halihazırda 5 kişilik ailesiyle kiralık bir evde oturan Ayevsat, “İsrailliler bize inşaat ruhsatı verseler de ruhsatsız yapmak zorunda kalmasak." ifadesini kullandı.

Ir Amim (Halkların Şehri) isimli İsrail merkezli insan hakları kuruluşu ise Doğu Kudüs'te bu yılın ilk 7 ayında Filistinlilere ait 78 evin yıkıldığını, geçen yıl bu sayısının 74 olduğunu açıklamıştı.

İsrail, Doğu Kudüs'te yaşayan Yahudi yerleşimciler için bin 570 konut inşasını onaylamış, 323 yeni konut yapımına da ihale açmıştı.

Kaynak: Yeni Şafak

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.