Bm'den Korkutan Myanmar Raporu

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Özel Raportörü Yanghee Lee, Myanmar'da Arakanlı Müslümanlara (Rohingyalar) uygulanan şiddetin tahmin edilenin çok ötesinde olduğunu söyledi.

Raportör Lee, Bangladeş'in başkenti Dakka ile Cox's Bazar kasabasında bulunan Leda sığınmacı kampına gerçekleştirdiği 4 günlük ziyaretin ardından yaptığı yazılı açıklamada, 9 Ekim 2016'dan sonra Myanmar Sınır Koruma Polislerinin saldırılarından Bangladeş'e kaçmak zorunda kalan Arakanlı ailelerle görüşme fırsatı bulduğunu aktardı.

Lee, Arakanlı Müslümanların boğazlarının kesildiği, ayırım gözetmeksizin ateş açıldığı, ateşe verilen evlerde insanların bağlanarak yakıldığı, küçük çocukların ateşe atıldığı, tecavüz ve cinsel şiddeti içeren "korkunç" iddiaları raporlaştırdığını belirterek, "Bu ailelerin şahit oldukları ve yaşadıkları şiddettin büyüklüğü daha önce tahmin ettiğimden çok daha kapsamlı." ifadesini kullandı.

Lee ayrıca, Myanmar hükümetine daha ciddi insan hakları ihlalleri yaşanmaması için harekete geçme ve söz konusu iddiaları araştırmak üzere kapsamlı, bağımsız ve tarafsız soruşturma yapılması çağrısında bulundu.

Arakan'da 9 Ekim'de sınır karakollarına saldırılar düzenlenmiş, 13'ü güvenlik görevlisi 29 kişi ölmüştü. Saldırılarla ilgili 600 kişi gözaltına alınmıştı. Saldırıların ardından Myanmar ordusu, bölgede güvenlik operasyonları başlatmıştı.

Arakanlı Müslümanlar dayanışma grupları, operasyonların başlamasından bu yana yaklaşık 400 Arakanlı Müslümanın öldüğünü, çok sayıda kadına tecavüz edildiğini ve köylerin yakıldığını belirtmişti.

Myanmar Dışişleri Bakanı ve Devlet Başkanlığından sorumlu Devlet Bakanı Aung San Suu Çii'nin Ulusal Güvenlik Danışmanı Thaung Tun önceki hafta Arakan'da istikrar sağlandığı için operasyonlara son verildiğini açıklamıştı.

Kaynak: timeturk.com

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.