Balkanları Anadolu’ya Bağlayan Köprü: Drina

Eserleriyle sadece Anadolu’da değil, Balkanlarda da Osmanlı’nın sanat ve medeniyet mührünü vuran Mimar Sinan’ın Bosna Hersek’teki bilinen tek eseri Drina Köprüsü, asırlardır tüm ihtişamıyla dimdik ayakta duruyor.

Balkanlardaki en önemli Osmanlı eserlerinden kabul edilen ve geçen yıl Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) tarafından restore edilen Vişegrad’daki bu tarihi köprü, Mimar Sinan'ın Bosna Hersek’teki imzası olarak da nitelendiriliyor.

DRİNA KÖPRÜSÜ

Bosna Hersekli Osmanlı sadrazamı Sokollu Mehmed Paşa tarafından 1577 yılında Mimar Sinan’a yaptırılan köprü, Nobel ödüllü yazar İvo Andric’in “Drina Köprüsü” isimli romanına da adını verdi.

Yaşadığı savaşlara rağmen asırlardır tüm endamıyla Drina Nehri üzerinde ayakta duran köprü, gerek muazzam mimarisi gerekse görkemli duruşuyla görenleri büyülemeye devam ediyor.

Saraybosna Güzel Sanatlar Akademisi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. İbrahim Krzovic, Bosna bizzat Mimar Sinan tarafından inşa edilmiş çok fazla eser bulunmadığını, herkes tarafından bilinen tek eserinin Drina üzerindeki Sokollu Mehmed Paşa Köprüsü olduğunu kaydetti.

Drina Köprüsü olarak da bilinen bu köprünün abidevi bir kavrayışın yansıması olduğunu söyleyen Krzovic, “Ondan önce ya da sonra böyle bir eser daha yapılmadı.” dedi.

Krzovic, Drina Köprüsü'nün Balkanlar'daki anıtsal ve muazzam eserlerden biri olduğuna işaret ederek, Mimar Sinan'ın yedi anıtsal köprü inşa ettiğini ve Vişegrad'daki bu köprünün en iyisi olduğunu dile getirdi.

İKİ ESERİ DAHA VARDI

Drina Köprüsü dışında, Mimar Sinan’ın Bosna Hersek’te iki eserinin daha bulunduğuna dair iki belgenin de günümüze ulaştığını aktaran Krzovic, belgelerde geçen ancak bugün ayakta olmayan iki eserin Sofu Mehmed Paşa Camisi ile Mehmed Paşa İmareti olduğunu söyledi.

BÜYÜK USTANIN ÇIRAĞININ ESERİ: MOSTAR KÖPRÜSÜ

Mimar Sinan, bizzat inşa ettiği eserlerin yanında, yetiştirdiği çıraklarıyla da Bosna Hersek'te iz bıraktı.

Mimar Sinan’ın öğrencilerinden Mimar Hayreddin’in, 1566 yılında inşa ettiği Mostar Köprüsü, ülkedeki en önemli Osmanlı eserlerinden biri olarak bugün de dimdik ayakta. Bosna'daki savaşta Hırvat topçuları tarafından yıkılan tarihi köprü, savaşın ardından aslına uygun olarak TİKA öncülüğünde yenilenerek, aralarında Türkiye'nin bulunduğu çok sayıda devletin temsilcilerinin hazır bulunduğu bir törenle 2004’te açılmıştı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.