Arakanlı Müslümanlar Bangladeş'e Sığınıyor

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Sözcüsü Duniya Aslam Khan, 25 Ağustos'tan bu yana Myanmar'daki şiddet olaylarından kaçarak Bangladeş'e sığınan Arakanlı Müslüman (Rohingya) sayısının 313 bine ulaştığını duyurdu.

Sözcü Khan, Bangladeş'e 2012 yılından beri sığınan Arakanlı Müslümanlara ilişkin konuştu.

Arakan'dan Ekim 2016'dan Şubat 2017'ye kadar yaklaşık 74 bin Arakanlının Bangladeş'e sığındığını belirten Khan, "2012'de Arakan'ın Sitwe kentinde Müslümanlar yerinden edildiğinde sınırlar kapalı olduğu için o tarihlere ait elimizde teyitli veri bulunmuyor." dedi.

"Arakan eyaletinde şiddet olaylarının başladığı 25 Ağustos'tan bu yana Bangladeş'e sığınan Arakanlı Müslüman sayısı 313 bine ulaştı." diyen Khan, tüm ülkeleri bu sığınmacılara yardım etmeye çağırdı.

BMMYK Sözcüsü Khan, geçen cuma günü yaptığı açıklamada, sınırı geçen sığınmacı sayısının 270 bin olduğunu ve bu sayının en fazla 300 bin civarında kalacağını öngörmüştü.

TÜRKİYE OLAĞANÜSTÜ CÖMERT

BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi Sözcüsü Leonard Doyle de AA muhabirinin sorusu üzerine, BM'nin Arakan'a erişim izni olmadığını dolayısıyla hareket kabiliyetlerinin bulunmadığını söyledi.

Doyle, "Sınırdan daha çok insan geçmesini bekliyoruz. Sayısı ne olursa olsun onlara yardımcı olacağız." dedi.

Dünyadaki tüm insanları sınırı geçen Arakanlılar için başlatılan yardım kampanyalarına destek vermeye çağıran Doyle, "Çaresiz bir durumda sınırı geçiyorlar. Bu sığınmacıların barınak, gıda ve tıbbi desteğe ihtiyaçları var." diye konuştu.

Doyle, Türkiye'nin Arakan'daki insani yardım kampanyalarına da değinerek şunları kaydetti:

"Bence dünyanın bir şeyi bilmesi gerekiyor: Türkiye geleneksel olarak insani konularda olağanüstü cömert bir ülke. Bugünlerde zaten Suriye ve diğer savaşlardan kaçarak kendisine sığınan insanlara muazzam bir cömertlik gösteriyor. Burada da (Arakan) Türk insanının başka bir cömertliğini görüyoruz. Bence bunun dünyada eşi, benzeri yok."

BM İZLİYOR, ARAKANLI MÜSLÜMANLAR ÖLDÜRÜLÜYOR

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeyd Raad El Hüseyin,Myanmar hükümetinin Arakanlı Müslümanlara karşı "açıkça orantısız" güç kullandığını ve BM'ye bölgede erişim izni verilmediğini vurgulayarak, "(Arakan'da) durum, etnik temizliğe ilişkin bir ders kitabı örneği gibi görünüyor." dedi.

İsviçre'de BM Cenevre Ofisi'nde bugün başlayan BM İnsan Hakları Konseyinde yaptığı açılış konuşmasında Hüseyin, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği rakamlarına göre, 3 hafta kadar bir sürede 270 bin Arakanlı Müslüman'ın Bangladeş'e sığındığını anımsattı.

ÇOĞU KİŞİ MYANMAR VE BANGLADEŞ ARASINDA MAHSUR KALDI

Hüseyin, "Gelen bilgilere göre çok sayıda kişi Myanmar ve Bangladeş arasında mahsur kaldı." ifadesini kullanarak, Myanmar hükümetinin Arakanlı Müslümanlara karşı yürüttüğü operasyonları "açıkça orantısız" şeklinde niteledi.

Bölgedeki kaynakların BM'ye ilettiği birçok rapor ve uydu görüntülerine göre, Myanmar güvenlik güçleriyle yerel milislerin Müslümanların köylerini yaktıklarını ve yargısız infaz yaptıklarını belirten Hüseyin, kaçmaya çalışan köylülerin de öldürüldüklerinin tespit edildiğini söyledi. Hüseyin, Myanmar hükümetini "Arakanlı Müslümanların kendi evlerini ateşe verdiği" numarası yapmaktan vazgeçmeye çağırdı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.