yüzakı

Allah Dostlarının En Bâriz Özelliği

Allâh’ın rahmeti, bazen küçük bir hayırda bazen de büyük hayırlardadır. Aynı zamanda kahrı da bazen küçük bir günahta bazen de büyük günahlardadır. Dolayısıyla amellerimizi bu gerçeğe göre mîzan etmeli ve değerlendirmeliyiz.

Peygamberimiz Bize Nasıl Şefaatçi Olur?

Bugün Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimizʼi tanıyabilirsek, yarın mahşerde O da bizi tanır. Gönlümüz O’nu görecek kıvamda olursa, O da bize nazar kılar. O’nu duyar ve dinlersek, O da bizim feryâdımızı işitir. Kısacası, biz O’na tâbî olalım ki, O da bize; “Peygamber de sizin üzerinize şâhit olsun!” (el-Bakara, 143) buyrulduğu üzere, şâhit ve şefâatçi olsun.

Yüzakı Dergisi'nden Hikmetli Hediye

Aylık edebiyat ve şiir dergisi Yüzakı, 2015 yılı abonelerine Osman Nuri Topbaş Hocaefendi'nin Hazret-i Mevlânâ’nın Gönül Deryâsında "SIR ve HİKMET İNCİLERİ 2" kitabını hediye ediyor.

Yüzakı Dergisi’nde Bu Ay Neler Var?

Yüzakı Dergisi Mart sayısında tarihimizin ibretli sayfalarından biri olan "Çanakkale Zaferi" bu ay ki dosya konusu. Tarihimize şan katan en temel gönül ayarlarımıza geri dönmek için bu sayıda "Tarihimize Şan Katan Muhabbet Ölçüsü"nü işliyor.

En Güzel Korku!

Aylık edebiyat, kültür, sanat, tarih ve toplum dergisi olan Yüzakı Dergisi, Şubat [2015] sayısında "Dünyevi kaygılar ve Allah korkusu" başlığında dosya konusunu işliyor.

Yüzakı’nda Bu Ay ‘hak Dostları’ Var

“Muhteşem bir maziden ihtişamlı Yarınlara” sloganıyla okurlarına seslenen Yüzakı Dergisi, Aralık ayında dosya konusu olarak Peygamber’in gerçek varisleri “Hak Dostları”nı işliyor.

Yüzakı’ndan Gül Gibi Bir Sayı

Yüzakı Dergisi Kasım [2014] sayısında, Doğu - Batı sentezi yaparak, İslam’ın güzelliklerine dikkat çekiyor. "Batı, zehirli bir kaktüs gibi istîlâ etti dünyayı. Anlayışıyla, modasıyla, kültürüyle, düşüncesiyle... Batı, kaktüs dikenleri gibi battı. Ona sarılan saplandı kaldı. En karanlık ve koyu bataklıklara battı. Kuru bir batı tenkidi değil, her şeyi batıya yükleyip rahatlamak değil. Fakat batı, dünyada tek bir medeniyet olarak kendini gösteriyor ve silâhıyla, baskısıyla, gücüyle, internetiyle, medyasıyla, sosyal medyasıyla, ajanları ve ajanslarıyla bunu gerçekleştirmek için uğraşıyorsa, o zaman neticelerin faturası elbette ona kesilecek." ifadeleri kullanılıyor.

Yüzakı Bu Ay "islam'ın Rahmeti"ni İşliyor

Bir süredir, İslam’ın “terör ya da terörist” kelimeleriyle yan yana getirilmesi için yoğun bir uğraş sarf edildiği gözlemleniyor. Karikatür krizinden, Papa'nın İslam karşıtı söylemlerine, 11 Eylül hadiselerinden, İslâmofobik yayınlara... senelerdir bunun çalışması yapılıyor. Son olarak Ortadoğu’da IŞİD eliyle ortaya koyulan senaryonun da tüm bu olanlardan bağımsız olduğu pek düşünülemez. Dünyada “İslam”a yapıştırılmaya çalışılan bir imaj ve algı çalışması yürütülüyor. Oysa İslam, “rahmet” demek, “merhamet” demek, “fedakarlık” demek. İslam dininde olmayan hakikatlerin dünyaya kabul ettirilmeye çalışıldığı bir zamanda Yüzakı dergisi bu ayki dosya konusunda "İslam İnsanlığa Rahmettir!" diyor.

Ahiret Endişesi Taşıyan Yüzakı

Hayatın bir tabiat döngüsü var: İlkbahar, yaz, sonbahar, kış... Bir de okulların, eğitimin her yıla kattığı bir döngü var: Eğitim-öğretim yılının başlaması, ara tatil, ikinci dönem ve yaz tatili... Sonra tekrar dönem başı... Kimi için TEOG, kimi için YGS, LYS... Üniversiteliler için vize-final... Kendimizinki bitince, çocuklarımızın ki başlıyor, sonra torunların... Fakat ömrün yılları bu mevsimleri kovalamakla geçiyor. Yüzakı Dergisi bu ay, "Nasıl bir istikbal? sorusu ile okuyucusunun karşısına çıkıyor.

4+4+4 Sistemi İslamî Eğitim İçin Nasıl Kullanılmalı?

Yüzakı Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Muhammed Ali Eşmeli ile eğitim çağındaki bir çocuğa hangi bakış açısıyla yaklaşılması gerektiğini ve eğitim yoluyla İslami şahsiyet kazanmada 4+4+4 sisteminin ehemmiyetini konuştuk.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.