Şaban Ayında Yapılacak İbadetler

Şaban ayını nasıl değerlendirmeliyiz? Üç Aylar'dan olan Şaban-ı Şerif ayında yapılacak ibadetler nelerdir ve faziletleri nelerdir? Şaban ayında tutulacak orucun önemi nedir? Şaban ayının önemi ve daha fazlası...

Sevgili Peygamberimiz de: "Recep Allah'ın ayı, Şaban benim, Ramazan ümmetimin ayıdır." (Süyûtî, Câmiü's-Sağîr,Kenzü'l-Ummâl,) buyurarak üç ayların kendilerine has özelliklerini, güzelliklerini ve faziletini belirterek, bu mevsimin mü'minin yüzüne açılmış fırsat yelpazeleri olduğunu duyuruyor.

Rasül-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem üç aylarda:

ucaylar

"Allahım! Receb ve Şa'ban'ı hakkımızda mübarek kıl. Bizi Ramazan'a ulaştır." (Ahmed b. Hanbel; Müsned) diye dua ederek; üç aylara yetişme sevincini, rahmet ayı Ramazana ulaşma özlemini, hasretini ve bu aya kavuşabilme iştiyakını her mü'minin gönlünde devamlı diri tutmasını istiyor.

Ebu Hüreyre rivayetiyle Peygamber Efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem buyurmuştur ki: Receb şehrullahdır. Şaban benim, Ramazan da ümmetimin ayıdır.

ŞABAN AYI'NIN FAZİLETİ

Peygamber (sav) şöyle buyururlar:

Bu Receb ve Ramazan ayları arasında öyle faziletli bir aydır ki, insanların çoğu bundan gafildir. Bu öyle bir aydır ki, ameller, Âlemlerin Rabbine bu ayda yükseltilir. BU nedenle Ben de oruçlu iken amellerimin yükseltilmesini severim.” (Nesai, Savm, 70.)

Peygamber (sav) Efendimiz, “Şaban benim ayımdır.” Ayrıca “Şaban günahları temizleyendir” buyurarak Şaban ayının kadrini yüceltirdi. (Keşfu’l-Hafa,2 / 9.)

Allah Teala Hazretleri aylardan Receb, Şaban, Ramazan ve Muharrem aylarını ihtiyar etmiş ve bunlardan da Şaban ayı Efdali Enbiya sallallahü aleyhi ve sellem Efendimizin şehri olduğu için Şa'ban ayını faziletli kılmıştır. Şakkı Kamer Şa'ban ayında vuku bulmuştur.

"Şüphesiz ki Allah ve melekleri o peygambere çok salat ederler. Ey iman edenler, siz de ona salat edin tam bir teslimiyette de selam verin." (Ahzab; 56) ayeti celilesi de Şa'ban ayında nazil olmuştur.

SAHABE EFENDİLERİMİZ NELER YAPARDI?

Enes b. Malik -radıyallahu anh-den rivayet edildiğine göre:

* Sahabe-i Kiram Şaban hilalini görünce, kendilerini Kur'an-ı Kerîm okumağa verirler, çokça ve devamlı salat ü selam getirirlerdi.

* Ticaret erbabı borçlarını öderler, senelik hesaplarını toparlardı.

* Zenginler ise mallarının zekatını hesap eder, fakirlere dağıtırlardı ki, ihtiyaçlarını alabil-sinler. Sıkıntılarını giderebilsinler. Bu sayede toplum hep birlikte, neşe içinde heyecanlı, aşk ve vecd içinde Ramazanı yaşasın bayram yapabilsin.

* Hakimler, valiler, mahkumlarla görüşür, ekseriyetini afvedip, tahliye ederlerdi.

Görüldüğü gibi bu hadis-i şerif, ferdî, içtimaî yönüyle üç aylarımızı nasıl geçirmemiz gerektiğini, bizlere açık bir şekilde izah etmektedir. Her meslek gurubunun kendine özgü yapacağı vazifeleri her kesimden insanların aynı heyecanı yaşayabilmesi için dikkat etmesi gerekli davranışları olmalıdır.

BOL BOL KUR'AN'I KERİM İLE HEMHAL OLMAK

Sahabe-i kiram'ın bu mevsimde Kur'an'a yönelmeleri üzerinde hakikaten çokça durulmalıdır. Mü'minlere "şifa" olan Kur'an'la dolmak, onun öğütleriyle doymak mü'min için en büyük gıdadır. Damarlarında dolaşan kanın her zerresi, Kur'an nuruyla deveran eder mü'minde... Göz, kulak onun ışığı ile görür, işitir. Akıl, fikir, onun pırıltısıyla yolunu bulur. Mü'minin irfanı, firaseti Kur'an'la açılır. Öyleyse Kur'an'ı bilmemek, onu öğrenmemek, ondan uzak yaşamak ne büyük mahrumiyyettir.

Bildiği halde okumağa, düşünmeğe vakit bulamamak, Allah'ın arzında, zaman ve mekanında yaşayıp da O'nun kitabına vakit ayıramamak ne büyük gaflettir. "Allahım! bizi gafillerden, mahrum olanlardan eyleme" diye niyaz edelim Rabbımıza. Yalvaralım, yakaralım o Yüceler Yücesine...

Mü'min gafil olmamalı. Kur'an'ı hayatına yansıtma azmini, mücadele ve mücahedesini hiç bir an bırakmamalı. Çünkü o onunla vardır. Mü'minin varlığının yegane, biricik sebebidir.

Kur'an. Bu mübarek gün ve gecelerin aydınlığını fırsat bilerek Kur'an'la tanışmak, onu sevgiliden gelen mektup heyecanıyla okumak Kur'an ayı Ramazanı hatimlerle mukabelelerle karşılamak ne bahtiyarlıktır.

PEYGAMBERİMİZ BU AYDA ORUÇ TUTMAYA ÖZEL İTİNA GÖSTERİRDİ

(Şaban ayı orucu ile ilgili daha detaylı bilgi için tıklayınız)

Bu ayda oruç tutmaya özel itina gösteren Efendimiz'in bu ve Ramazan'ın dışında peşpeşe iki ay oruç tutmadığı kaydedilmektedir. (1) Şaban'ın tamamını oruçla geçiren (2) Peygamberimiz(s.a) "Ramazan'dan sonra en faziletli oruç hangisidir" sorusuna "Şaban" diye cevap vermiş ve şu ilavede bulunmuştur:

"Şaban, Ramazan'ı karşılamak içindir. (3) Gerektiğinde onu otuza tamamlayınız". (4)

Şa'ban ayında "Berat gecesi" bulunmaktadır ki, ayın on beşinci gecesine rastlar.

Zeyd oğlu Üsame (ra), şöyle anlatıyor: “Yâ Resulallah! Sizin Şaban ayında tuttuğunuz kadar hiçbir ayda oruç tuttuğunuzu göremiyorum” dediğimde, Peygamber (sav) şöyle buyururlar:

Bu Receb ve Ramazan ayları arasında öyle faziletli bir aydır ki, insanların çoğu bundan gafildir. Bu öyle bir aydır ki, ameller, Âlemlerin Rabbine bu ayda yükseltilir. BU nedenle Ben de oruçlu iken amellerimin yükseltilmesini severim.” (Nesai, Savm, 70.)

Duhan Süresi'nin "Biz onu mübarek bir gecede indirdik" (5) ayetinde geçen Leyle-i mübarek" ifadesi İbn Abbas tarafından "Berât gecesi" olarak tefsir edilmesine karşılık İkrime ve çoğu müfessirlerce "Kadir gecesi" diye açıklanmıştır (6). Bazı alimler de bu iki görüşü uzlaştırmaya çalışarak Kur'an'ın Berat gecesinde levhi mahfuzdan dünya semasına topluca indirilmesi ''inzal", Kadir gecesinde de oradan Peygamber (s.a.v)'e parça parça indirilmesi "tenzil" şeklinde iki aşamalı nüzulünden söz etmişlerdir (7). Hz. Peygamber bu geceye dair şöyle buyurmaktadır. "Şa'ban'ın yarısı (Berat gecesi) olunca gecesini ibadetle, gündüzünü oruçla geçiriniz (8).

Bazı hadislerde de "müşrik, husumkâr, ebeveyne asi, zâlim, iffet düşmanı zani ve içki düşkünleri (tevbe edinceye kadar) hariç diğer kulların affedileceği" (9) bundan yararlananların Beni Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısınca olacağı (10) zikredilmektedir. Burada kabile ve koyunlardan bahsedilmesi "affedileceklerin çokluğu"ndan kinâyedir.

ŞABAN AYINDA YAPILABİLECEK FAZİLETLİ AMELLER

  • Bu Şaban ayında Nebiyyi Ekrem sallallahü aleyhi ve sellem Efendimiz Hazretlerine çokça salavatı şerife getirilir.
  • Ramazanı Şerif gelmezden önce tevbe ve istiğfarla Ramazanı Şerifi istikbal için hazırlıklı bir vaziyette bulunarak ona göre ibadet ve taatımızı artırmaya sa'y ü gayret etmekliğimiz lazımdır. Şu içinde bulunduğumuz üç aylardan Recebi şerif geçmektedir.
  • Şaban ayı Ramazan'ın müjdecisi olmakla birlikte için hayırlı bir gece olab Berat Gecesini barındırmaktadır.
  • Nefis muhasebesi.
  • Kendimiz, ailemiz ve ümmeti Muhammed için bol bol dua.
  • “Allâhümme bârik lenâ fî Şaban ve belliğnâ Ramazan” duâsını her gün en az bir defa okumalı.

DİPNOTLAR: (1)-Tirmizî, Savm 36;Ebu Davud Savm, 57; İbn Mâce Sıyam, 4. / (2)- Buhari Savm, 52. / (3)-Tirmîzî, Zekât,28. / (4)- Buhari Savm,11. / (5)-Duhan,44/3. / (6)-Elmalılı a.g.e., IV, 2523. / (7)-Cerrahoğlu İsmail,Usül s. 43. / (8)-Tirmizi,Savm,38; A. Hanbel, VI. 238 et-Tac,II,93. / (9)- et- Tâc II, 93; Elmalılı a.g.e., IV, 2492. / (10)-et-Tâc,II,93.)

Kaynak: M. Sâmi Ramazanoğlu, Mustafa Eriş, Altınoluk Dergisi, Sayı: 25 - 49.

İslam ve İhsan

ŞABAN ORUCU NEDİR? ŞABAN AYI ORUCUNUN FAZİLETİ

Şaban Orucu Nedir? Şaban Ayı Orucunun Fazileti

ŞABAN AYINDA NELER YAPILIR?

Şaban Ayında Neler Yapılır?

ŞABAN AYINDA GÜNAHLAR SİLİNİYOR

Şaban Ayında Günahlar Siliniyor

ŞABAN AYINDA ORUÇ TUTMAK NEDEN FAZİLETLİ?

Şaban Ayında Oruç Tutmak Neden Faziletli?

ŞABAN AYININ SON PAZARTESİ GÜNÜ ORUCU

Şaban Ayının Son Pazartesi Günü Orucu

ÜÇ AYLAR’DA YAPILACAK DUA VE İBADETLER

Üç Aylar’da Yapılacak Dua ve İbadetler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Ahzap suresi mealinde son cümlede ki bir kelimede hata yapılmış. Bizim de bir katkımız olsun.

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.