'her Görevlimiz 10 Genci Üzerine Zimmetlemeli'

İstanbul Müftüsü Yılmaz, "Başkanımız her görevlinin 10 gençle yakından ilgilenmesini istiyor. Son gelen yazıda da 'Her görevlimiz 10 genci kendi evladı gibi görüp onlarla meşgul olacak' diyor. Her görevlimiz 10 genci üzerine zimmetlemelidir." dedi.

İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, Diyanet İşleri Başkanının her görevlinin 10 gençle yakından ilgilenmesini istediğini, son gönderilen yazıda da 'Her görevlimiz 10 genci kendi evladı gibi görüp onlarla meşgul olacak' talimatının verildiğini belirterek, "Yani her görevlimiz 10 genci üzerine zimmetlemelidir. Ne kadar güzel bir şey? Çünkü insanoğlunun, ilgiye, sevgiye ve dostluğa ihtiyacı var. Bu ihtiyacı sanal ortamlarda değil, doğal ortamlarda karşıladığı zaman güzel." dedi.

Çatalca Ulu Camii'nde sabah namazında gençlerle buluşan Yılmaz, burada yaptığı konuşmada, İslam Peygamberi Hazreti Muhammed'in gençleri çok önemsediğini ve onlara görevler verdiğini söyledi.

Peygamber döneminde başlayan gençlik hareketinin İslam tarihi boyunca günümüze kadar devam ettiğini aktaran Yılmaz, "Bugün de gençlere ve gençliğe sahip çıkmak çok önemli. Gençlere sahip olmanın veya onlara sahip olamamanın ne getirip ne götürdüğünü iyi hesap etmek durumundayız." diye konuştu.

GENÇLER AKLI SELİM SAHİBİ OLMALI

"Gençlerimizin merhametli, duyarlı bir kalbe sahip olmalarını" istiyoruz diyen Yılmaz, şöyle devam etti:

"Gençlerimizin aklı selim sahibi olmalarını arzuluyoruz. Akıllarını iyi kullanmalarını istiyoruz, Onların zevki selim sahibi olmalarını istiyoruz. Yani sanata, edebiyatı, şiire, estetiğe yönelik duyguları olsun istiyoruz. Hayatı, kainatı, okumayı sevsinler, semayı seyretsinler. Tabiata baksınlar, yeşilliği seyretsinler. Sonbaharın güzelliklerinden haz alsınlar. Hiç dikkat ediyor musunuz? Şu anda bunların hiçbiri gençlerini ilgisini çekmiyor. Özellikle bu sosyal medyayı kullanan gençler, orada bu ihtiyaçlarını karşıladıklarını düşünüyorlar. Oysa ki, Allah, Kur'an'da, 'Göğe, yer yüzüne bakmaz mısınız?' diyor. Allah, aklımızı kullanarak evrenle, kainatla iletişim kurmamızı istiyor."

BÜTÜN DİN GÖREVLİLERİ GENÇLERLE İLGİLENMELİ

Yılmaz, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bütün din görevlilerinin gençlerle ilgilenmesi talimatı verdiğini ve bu çerçevede İstanbul Müftülüğü olarak cami buluşmalarını gerçekleştirdiklerini anlattı.

Yılmaz, şunları kaydetti:

"Diyanet İşler Başkanımız, her görevlinin 10 gençle yakından ilgilenmesini istiyor. Son gelen yazıda da 'Her görevlimiz 10 genci kendi evladı gibi görüp onlarla meşgul olacak' diyor. Yani her görevlimiz 10 genci üzerine zimmetlemelidir. Ne kadar güzel bir şey? Çünkü insan oğlunun, ilgiye, sevgiye ve dostluğa ihtiyacı var. Bu ihtiyacı sanal ortamlarda değil, doğal ortamlarda karşıladığı zaman güzel. Onun için çocuklarımıza hayatın sadece bu dünyada yaşadıklarımızdan ibaret olmadığını bunun dışında bir edebi hayatın olduğunu anlatmalıyız. İnsanın da sadece bedenden ibaret olmadığını, gerçek manada kimliğin ruhla ortaya çıktığını onlara öğretmeliyiz. Bedenin elbette önemli olduğunu biliyoruz. Ama ruh olmadan bedenin sadece bir cesetten ibaret olduğunu anlatmalıyız. O ruhun, akli selim, kalbi selim ve zevki selimle donanması halinde bir anlam ifade ettiğini onlara anlatmayız."

Konuşmanın ardından gençler, İstanbul Müftüsü Hasan Kamil Yılmaz'ın yaptığı duaya eşlik etti. Sabah namazı buluşma programı, kılınan namaz, edilen duanın ardından gençlere ikram ile sona erdi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.