Bu Kadar Ağır Geçeceğini Düşünmüyordum

Koronavirüsü gördüğü tedavinin ardından atlatan İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Üroloji Ana Bilim Dalı doktorlarından Kaya, "Yaşımdan ve sigara kullanmamamdan dolayı kendime güvenim iyiydi, bu kadar ağır geçeceğini düşünmüyordum." dedi.

Kovid-19 salgını sonrası hastanenin farklı birimlerinde görev alan Turgut Özal Tıp Merkezi Üroloji Ana Bilim Dalı Asistan Doktoru Muhammed Ali Kaya, Kasım 2020'de kırgınlık, hafif öksürük ve ateş şikayetleri yaşamaya başladı.

Öksürüğünün artması ve ateşinin yükselmesi üzerine Kovid-19 testi yaptıran 29 yaşındaki Kaya'nın sonucu pozitif çıktı.

Yapılan tetkik ve çekilen tomografi soncu zatürre teşhisi konulan Kaya, çalıştığı hastanede tedavi altına alındı.

10 gün tedavi gören Kaya, hastalığı atlatmasının ardından taburcu edildi.

"Nefes almakta zorlandım"

Hastalık sürecini anlatan Muhammed Ali Kaya, zorlu bir süreç yaşadığını, ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaştığını belirtti.

Nefes almakta zorlandığını ve kalp çarpıntıları olduğunu aktaran Kaya, şöyle konuştu:

"Rutin Kovid-19 tedavisi uygulandı, antiviral ilaçlar, serum ve oksijen tedavisi aldım. Hastalığın başlangıcında yaşımdan ve sigara kullanmamamdan dolayı kendime güvenim iyiydi, bu kadar ağır geçeceğini düşünmüyordum. Her aşamada oluşabilecek komplikasyonları bilmem nedeniyle moral anlamında zorluk yaşadım. İnsan ölüm korkusu yaşıyor, çok şükür şu an iyiyim."

Doktor olarak zaten hastalara empatiyle yaklaştıklarını, Kovid-19'a yakalanmasıyla bu duygusunun daha da arttığını anlatan Kaya, "Yaşamakla dışarıdan bakmak çok farklı şeyler. Allah insanlara yardım etsin. İnsanlara maske ve sosyal mesafeye dikkat etmelerini, sağlık çalışanlarının uyarılarını dikkate almalarını tavsiye ediyorum." ifadesini kullandı.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.