Üniversite Hayalini 37 Yıl Sonra Gerçekleştirdi

Çankırı'da yaşayan 53 yaşındaki Ali Bülent Dereli, liseyi bitirdikten 37 yıl sonra üniversiteyi kazanarak hayalini gerçekleştirmeyi başardı.

Çankırı'da yaşayan 53 yaşındaki Ali Bülent Dereli, liseyi bitirdikten 37 yıl sonra üniversiteli oldu.

Lisenin ardından maddi imkansızlıklar nedeniyle eğitimini sürdüremeyen Dereli, bu yıl girdiği Yükseköğretime Geçiş Sınavı'nda (YGS) başarılı oldu. Çankırı Karatekin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi yetenek sınavına giren Dereli, bu sınavda da başarı göstererek 4 yıllık resim bölümünde eğitim görmeye hak kazandı.

Dereli, 1979 yılında liseyi bitirdikten sonra maddi imkansızlıklar nedeniyle eğitimini sürdüremediğini söyledi. Evlendikten sonra okuldan iyice uzaklaştığını belirten Dereli, "Evlenip ev geçimi de üzerimize bindikten sonra okumaktan iyice uzaklaştık. Bu arada ticarete atıldım, iki çocuğum oldu. Onları okutabilmek için elimden geleni yaptım." dedi.

ÇOCUKLARI ÜNİVERSİTEYİ BİTİRDİKTEN SONRA KENDİSİ ÜNİVERSİTELİ OLDU

Bu yıl YGS'ye girdiğini kaydeden Dereli, "2010 yılında emekli oldum. Çocuklarım üniversiteyi kazandı. Onları okutmak için büyük çaba sarf ettim. Geçen yıl onların okulları bitince üniversite sınavına girmek istediğimi söyledim, çok olumlu karşıladılar." diye konuştu

230 KİŞİ ARASINDA 14. OLDU

Dereli, resim bölümü yetenek sınavına girdiğini belirterek "Mart ayında girdiğim YGS'de iyi bir puan aldım. Çankırı Karatekin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü yetenek sınavında da 230 kişi arasından 14'üncü olmayı başardım. Önümüzdeki günlerde kaydımı yaptıracağım." ifadelerini kullandı.

Resim sevgisini kendisine ortaokul öğretmeninin aşıladığını söyleyen Dereli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Resim sevgisinden dolayı içimde büyük bir tutku vardı. 1979 yılında ticaret lisesini bitirdikten sonra üniversite sınavına girdim. İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümünü kazandım ama maddi imkansızlık nedeniyle okuyamadım. Bu yıl resim bölümünü kazanarak hayalimi gerçekleştirmiş oldum. Bu başarımı anne babam ile ortaokuldaki resim öğretmenim Şükran hocama atfediyorum."

Üniversiteyi bitirdikten sonra resim konusunda uzmanlaşmak istediğine işaret eden Dereli, alanında yüksek lisans da yapıp çevresindeki insanlara örnek olmayı amaçladığını sözlerine ekledi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.