Türbe Yollarında Geçen Ömür

Kayseri'de gönüllü olarak türbelerin bakım, onarım ve temizlik işlerini üstlenen esnaf, 41 yıldır kentin dört bir yanındaki türbeleri tek tek dolaşıp ziyarete hazır hale getiriyor.

Kayserili türbedar Hamdi Sarp, 41 yıldır kentin dört bir yanında yer alan türbeleri gezerek, bakım, onarım ve temizlik işlerini yapıyor.

Kayseri'de, Seyyid Burhaneddin Tirmizi, Zeynel Abidin, Melik Mehmet Gazi, Hunat Hatun gibi kentin manevi ve tarihi kişiliklerinin mezarlarının bulunduğu türbe ve kümbetlerin her türlü bakım ve temizlik işlerini 64 yaşındaki Hamdi Sarp yapıyor.

Henüz 23 yaşındayken bu tür mekanlara ilgi duyan Sarp, kentteki 39 türbenin bakımını gönüllü olarak üstleniyor.

HER PERŞEMBE SANDUKALARIN İÇİNE SU BIRAKIYOR

Sanduka örtülerini temizleyen, türbeleri süpürüp tozunu alan Sarp, her perşembe de sandukaların içine su dolu bir sürahi bırakıyor.

İşini severek yaptığını anlatan Sarp, 23 yaşındayken Tutak Mescidi'nde kentin eski türbedarı Mehmet Ünlü ile tanıştığını ve onun vesilesiyle bu işe gönül verdiğini anlattı.

Ünlü'nün hayatını kaybetmesinin ardından bu görevi tek başına üstlendiğini belirten Sarp, şöyle konuştu:

"Sabah namazımı Cami Kebir'de kılarım. Türbeleri teker teker gezerim, etrafından hep şişeler olur, onları temizlerim. Sonra yardımcılar gelir, beraber temizliği yaparız. Her gün üç tane türbe temizleriz. Sonra bir öğlen yemeği yapar beraber yeriz. Perşembe günü de türbelerin sürahilerine su doldururum. Bu işi kimseye bırakmam, kendim yaparım. Gelecek perşembe bakarım sular bitmiş. Bu işi yaptığımdan bu yana çok huzurluyum. Türbelerde, kümbetlerde huzur buluyorum."

"ALLAH BİR 64 YIL DAHA VERSE YİNE BU İŞİ YAPARIM"

Sarp, gençliğimden bu yana Allah dostlarının yattığı mekanlara ilgisi olduğunu, türbe bakımını da gönülden yaptığını dile getirdi.

"Allah bir 64 yıl daha verse yine bu işi yaparım" diyen Sarp, şunları kaydetti:

"Bu türbelerin kapısı, penceresi yoktu. Mehmet ağabeyin katkılarıyla buraları onardık. Kayseri'de 39 türbe var, içinde 157 tane yatan var. Kimin de 2 kişi yatıyor, kiminde tek kişi. Yalnız değilim yardımcılarım var. Gönüllü olarak bana yardım eden kadınlar var. Bu yardımcı kadınlar, bana her gün telefon açarlar, 'yardıma gelelim mi' diye. Bunların arasında avukat var, hakim, doktor var. Hem sevabını almak istiyorlar hem de buraları temizleyip nefislerini, gururlarını, kibirlerini kırmak istiyorlar. Onlar da manevi olarak büyük haz aldıklarını, huzur bulduklarını söylüyorlar."

Sarp, emekli olduğunu ve halen inşaat elektriği yaparak geçimini sağladığını sözlerine ekledi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.