Tdv'den Arakanlı Müslümanlara Ramazan Kumanyası

Myanmar'ın Arakan eyaletinde baskı, zulüm ve zor şartlar altında tecrit altında tutulan Müslümanlara ulaşabilen tek sivil toplum kuruluşu olan TDV, 8 kampta ve köylerdeki Müslümanların imdadına yetişti.

Türkiye Diyanet Vakfı (TDV), Arakanlı Müslümanlara Ramazan ayı dolayısıyla gıda yardımı yaptı. TDV, Myanmar'ın Arakan eyaletinde baskı, zulüm ve zor şartlar altında yaşayan Müslümanlara Ramazan organizasyonu kapsamında 2 bin 48 gıda paketi dağıttı.

Kamplarda tecrit altında tutulan Müslümanlara ulaşabilen tek sivil toplum kuruluşu olan TDV Arakan'a bağlı Sittwe şehrinde yer alan 8 kampta ve köylerde temel gıda maddelerinin bulunduğu paketleri, Müslümanlara ulaştırdı.

MÜLTECİLER İÇİN İFTAR SOFRALARI KURULDU

TDV Koordinatörü Nurettin Uzuner, Myanmar’daki yardım programından önce Malezya'daki Arıkanlılara da 800 paket gıda yardımında bulunulduğunu belirterek, mülteciler için ayrıca iftar sofraları kurulduğunu anlattı.

Bölgede yaşayan Müslümanların yoksulluğun yanı sıra temiz su kaynağı, ilaç ve eğitim sorunlarıyla da yüz yüze kaldıklarına dikkati çeken Uzuner, "Vakfımız, eğitim alma şansı bulunmayan Arakanlı mülteci çocukları gerek kamplarda gerekse Türkiye'ye getirerek eğitim almalarını da sağlıyor." dedi.

ARAKAN'DA NELER OLDU?

Arakan, Müslüman nüfusun yoğun olarak yaşadığı bölgelerin başında geliyor. Arakan eyaletinde 2012 yılında Budistler ile Müslümanlar arasında çıkan şiddet olaylarında çoğu Müslüman çok sayıda kişi yaşamını yitirmiş, yüzlerce ev ve iş yeri ateşe verilmiş, binlerce Arakan Müslümanı bölgeyi terk etmek zorunda kalmıştı, kalan Müslümanlarınsa vatandaşlık hakları ellerinden alınmıştı.

Çok sayıda Arakanlı Müslüman ise teknelerle kaçmaya çalışırken hayatını kaybetmişti. Başka ülkelere ulaşmayı başaranlar da ya sınırı izinsiz geçtikleri için tutuklanmış ya da zor şartlarda yaşam mücadelesi vermeye mecbur kalmıştı.

TDV, Ramazan yardımı faaliyetlerini "Üzerinde Kardeşinin Hakkı Var" sloganıyla 64 ülkede yürütüyor.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.