Tatlı Dilli 'altınoluk Sohbetleri'

Merhum Mûsa Topbaş Efendi’nin “Sâdık Dânâ” müstear ismiyle yazmış olduğu yazılar, Altınoluk Dergisi’nde her ay neşredilirdi. Bir sohbet kıvamında yazılmış bu yazılar, daha sonra “Altınoluk Sohbetleri” başlığı altında altı ayrı kitap olarak neşredildi.

Birinci kitap, yani “Altınoluk Sohbetleri-1”de “Cemiyet Hayatımızda 60 yıllık Edeb Farkı”nın mukâyese edildiği bir giriş yazısıyla başlamış ve üç bölüme ayrılmıştır. İlk bölüm, “Mârifetullah ve Tasavvuf”, ikinci bölüm “Zikrullah ve İnsan”, üçüncü bölüm ise “İhlâs ve Hüsn-i Niyet”, “İstikamet”, “Edeb”, “Merhamet”, “Affedicilik”, “Sabır”, “Şükür”, “Dünya”, “Tefekkür-i Mevt”, “Tevbe Kapısı” ve “Allah Teâlâ’nın Rahmeti” gibi güzel ahlâka dâir yazılardan oluşmaktadır.

Altınoluk Sohbetleri-2’de; Eski Türkler’in güzel ahlâkından ve Osmanlı’nın son dönemlerindeki cemiyet hayatından  canlı misallerle süslenen “Bizim Zamanlar” yazısını müteâkib; “Akıl”, “Tevbe-İstiğfar”, “Âhiret Hazırlığı”, “Seher Vakti”, “Misafirperverlik”, “Namaz”, “Allah için sevmek”, “Güzel Ahlâk”, “Merhamet ve Hizmet” yazıları yer almaktadır.

Altınoluk Sohbetleri-3’de ise; “Ana-Baba Hakkı”, “Sehâvet”, “Îsâr”, “İnfak”, “Tevekkül”, “Kadere Rıza Göstermek”,  “Fakirleri Sevmeliyiz”, “Yetimler Hakkında”, “Gönül Darlığı”, “Geçimsizlik”, “Borçlanmaktan Korkmak” ile “Temkin ve Telvin” konuları anlatılmakta…

Altınoluk Sohbetleri-4’de, “Allah Dostluğu”, “Bir Allah Dostunun Edebiyle Edeblenmek”, “Mürşid İhtiyacı”, “Gözyaşı”, “Hasta Ziyareti”, “Çocuk Terbiyesi”, “Helâl Kazanç”, “Zekât”, “Fâiz”, “Kibir”, “Hased”, “Gıybet” ve “Duâ” başlıklı yazılar var.

Altınoluk Sohbetleri-5’de, “Salât ü Selâm”, “Allah Sevgisi”, “Sohbet Âdâbı”, “Kerâmet-İstikâmet”, “Gençlik ve Seher Vakti”, “Abdest ve Âdâbı”, “Kur’ân Okumak”, “Oruç”, “Hac”, “Sadaka”, “Îsâr”, “Âile Saâdeti”, “Sır Saklamak”, “İsraftan Sakınmak”, “Cimrilik”, “Gazab”, “Tecessüs” ve “İki Yüzlülük” gibi belli başlı ibadet ve güzel ahlâk konuları işlenmiştir.

Son olarak Altınoluk Sohbetleri-6’da, “Tefekkür”, “Cihad”, “Dünya”, “Îsar”, “Yoldaki İnsana”, “Ubûdiyet”, “Sevmek”, “Nefs Engelini Aşmak” başlıklı yazılar ile çeşitli “Münâcâatlar” yer almıştır.

MUSA TOPBAŞ EFENDİ'NİN HASSASİYETLERİ

Bu kitaplara bir bütün olarak bakıldığında, “güzel bir insanın hangi aşamalardan geçilerek inşâ edildiği”nin ipuçlarını görebiliriz. Kalbi tırmalayan kötü hasletlerden kurtulmanın yolları, sevmek ve sevilmenin gerekliliği, Allâh’a yaklaşmanın ne şekilde olacağı anlatılmıştır.

Bunlar merhum Mûsa Topbaş Efendi’nin hassasiyetleri ve öncelikleri olduğu gibi, onun gönül dünyasının yansımasıdır aynı zamanda… Kendisine gönül bağlayan kimselerde hangi hasletleri görmek istediğinin işaretlerini görürüz kitaplardaki bu konu başlıklarında…

Yazıların tamamında bir “Osmanlı Beyefendisi”nin çok tatlı dilini; bir gönül ehlinin nezâket, zerâfetle harmanlanmış buram buram muhabbet ve vefâsını görmek mümkün… Zaman olarak bu büyük zâtla tanışma, sohbetlerine katılma imkânı bulamamış okuyucularımıza, o sohbetlerin tadını ve kokusunu almak istediklerinde bu kıymetli seriyi bütün samimiyetimizle tavsiye ederiz.

Kitapları sipariş etmek için tıklayınız

Kaynak: Hatice K. Akyüzlü, Şebnem Dergisi, Temmuz 2015, 125. Sayı

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.