Suriye'de Ezan ve Namaz Engelleniyor

PKK’nın Suriye kolu PYD, Rusya’nın desteğiyle ele geçirdiği Suriye'nin Türk kasabalarında ezân okunmasını ve namaz kılınmasını engelliyor.

Özgür Suriye Ordusu'na bağlı Ceyşü’s-Sünne Tugay komutanı Ebu Hilal, “PYD, ezânı susturmayı devrimci mücadelenin zaferi olarak görüyor” diye konuştu.

Halep'in kuzeyinde Rusya'nın hava desteği ile 8 köyü ele geçiren PKK'nın Suriye kolu PYD, kontrolü sağladığı yerlerde İslâm düşmanlığı sergiliyor. Tel Rıfat, Ahras, Kefer Naya, Der Cineyl ve Ayn Dakna gibi Özgür Suriye Ordusu'nun (ÖSO) kontrolündeki kasabaları işgal eden PYD, camilerde namaz kılınmasına ve ezân okunmasına izin vermiyor. Örgüt ezânı susturamayı devrimci mücadelenin zaferi olarak görüyor.

“Suriye'de başlayan devrime ve Kürt halkına ihânet eden PYD'nin asıl savaşı İslâm'la” diyen ÖSO'ya bağlı Ceyşü's-Sünne Tugayı komutanı Ebu Hilal, “Emperyalist güçler ve mezhepçi İran'ın kışkırtması ile İslâm'a ve Suriye halkına karşı savaş açan PYD, başlattığı bu savaşı er geç kaybedecek” ifadelerini kullandı.

HAYAT HAKKI TANIMIYORLAR

Esed rejiminin ne kadar büyük bir terör potansiyeli taşıdığını gösterdiğini ifâde eden Ebu Hilal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ardından mezhepçi İran ve terör devleti Rusya ve son olarak PYD, içlerinde taşıdıkları mazlumları katleden, kendi hesapları için bir ülkeyi harebeye çeviren yüzlerini gösterdiler. Ancak, en büyük ihânet PYD terör örgütünden geldi. Ele geçirdikleri noktalarda Kur'ân-ı Kerîm'e hakaret ediyorlar. Minârelerde komünist marşlar çalarak camilerde ibâdeti yasaklayıp kutsallarımıza küfür ediyorlar. Ele geçirdikleri her bölgede her köy ve kasabayı yağmalayıp orada yaşayan Arap, Türk ve kendileri gibi düşünmeyen Kürtlere hayat hakkı tanımıyorlar.”

IŞİD'DEN DAHA TEHLİKELİ

Ebu Hilal, kendilerinin Kürtlerle kardeş olduklarını, ırkçılık tohumları eken tarafın ise PYD olduğunu söyledi. Hilal, “PYD, Suriye devrimine saplanan bir hançer. Bu belânın üstesinden bir olarak ve bütün Suriye'yi savunarak geleceğimize inanıyoruz” dedi. Bütün dünyada IŞİD'in en büyük ve en tehlikeli terör örgütü olarak kabul görmesinin doğru olduğunu vurgulayan Ebu Hilal, PYD'nin ortaya koyduğu vahşet, işgal ve tahribat kapasitesi itibarı ile IŞİD'den daha tehlikeli bir terör örgütü olduğunu ifâde etti. Ebu Hilal, “Suriye halkı düşmanlarını iyi tanıyor ve onlarla savaşma azmini kaybetmeyecek” ifadelerini kullandı.

Kaynak: Yeni Şafak

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.