Sokak Hayvanlarına Sahip Çıkıyor

Samsun'da emekli biyoloji öğretmeni Fevzi Uyar, "Kış ayları yaklaşınca kulübe yapmak için yoğun çaba harcıyorum. Nerede düşkün hayvan görsem, ona mama, su verip onu günlük sıkıntısından kurtarıp dünyaya daha iyi bakmasını sağlıyorum." dedi.

Samsun'da emekli biyoloji öğretmeni 68 yaşındaki Fevzi Uyar, "sokak köpekleri üşümesin" diye kentin farklı noktalarında kontrplaktan 84 kulübe yaptı.

Soğuk havalarda sığınacak yer arayan sokak köpeklerinden etkilenen ve kolları sıvayan Uyar, kontrplak parçalarından sokak köpeklerinin kışı atlatabilmeleri için kulübeler yaparak içine "köpekler üşümesin" diye çöp depolama alanlarından bulduğu halı, kilim ve battaniye de koydu.

Yağmur ve karlı havalarda sokak köpeklerinin yiyeceklerinin ıslanmaması için özel alanlar da yapan Uyar, aracıyla 2 günde bir köpekleri beslemek için 150 kilometre yol katediyor.

Uyar, AA muhabirine, kendi imkanları ile aldığı kontrplaklarla kış bastırmadan son bir aydır kulübe yapımıyla uğraştığını söyledi.

Kışın köpeklerin sokakta çok üşüdüğünü gördüğünü, bunun da kendisini üzdüğünü ifade eden Uyar, şunları dile getirdi:

"Köpeklerin aniden soğuk havalara yakalanmaması için kışa hazırlık yapıyorum. Kulübeleri bitirdiğimde üzerini muşamba ile kapatıyorum. Ayrıca eski çöp depolama alanında bulunan halı, kilim, battaniye ve karton kağıtları, kulübelerin içine sıcak tutsun diye yerleştiriyorum. Kulübenin ön kısımlarını da biraz kapatacağım ki sadece bir köpek girebilsin, içerisi çok soğuk olmasın. Belki köpekler sıcak havalarda dışarıda kalabiliyor ama soğuk havalarda sığınacak yer arıyorlar. Yağmur, kar yağdığı zaman kulübesine girip orada üşümeden günü geçiriyorlar."

Uyar, boş zamanlarını hayvanlara kulübe yaparak geçirmenin kendisini rahatlattığını belirterek, "Kış ayları yaklaşınca kulübe yapmak için yoğun çaba harcıyorum. Nerede düşkün hayvan görsem ona mama, su verip günlük sıkıntısından kurtarıp dünyaya daha iyi bakmasını sağlıyorum. Bütün insanlarımız böyle yaklaşırsa bana göre bu insanlığın da kurtuluşu olacaktır." ifadesini kullandı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.