Şehit Kabri Açan Mezarcıya Şok!

Ölen kişi mezara konulduktan sonra çok önemli bir gerekçe ya da mahkeme kararı olmadan kabri bir daha açılmaz. Hepimizin gideceği son yer olan mezarlıklar sessizliği kadar ilginç ve ibretlik olaylara da sahne olabiliyor. İşte Sakarya Mezarlıklar Müdürünün başından geçen ilginç olay...

"Gasilhanede öyle olaylar oluyor ki annesi, babası burada yıkanırken kardeşler miras kavgasına giriyorlar. 'Ev senin, araba benim. Tarla senin, arsa benim. Sen baktın, bakmadın' diyerek yumruk yumruğa kavga edenler oluyor. Ayırmak için polis bile çağırdığımız oldu. Kız kardeşlerin ağabeylerini bile dövdüğüne şahitlik ettim. Çok sıkıntı çektiğimiz zamanlar oluyor." diye anlatıyor.

'ŞEHİDİN BOZULMAMIŞ CENAZESİNİ GÖREN MEZARCI KAÇTI'

Mezarlıklar Şube Müdürü Erhan Yanmaz, bir mezarcının başından gelen olayı şöyle anlatıyor: Vefat eden bir kadın deprem şehidi olan oğlunun mezarına gömülmek istediğini vasiyet ediyor ve kadın vefat edince oğlunun kabrine gömmek için mezarı kazmaya başlayan mezarcı ibretlik bir olay ile karşılaşıyor.

Kabri açan mezarcının başından geçenleri şöyle anlatıyor: Görevli mezarı kazmaya başlıyor. Tahtaları kenara atarken bir bakıyor ceset olduğu gibi duruyor. O hali görünce mezarcı kaçmaya başlıyor. Sorumlu beni arayıp 'müdürüm mezarcı kaçıyor' dedi. Ben de 'mezarlıktan başka kaçılacak yer yok. Nereye kaçıyor. Bırak kaçsın buluruz. Mezar kazdığı yere git bak' dedim. Mezar başına gidince cesedin olduğu gibi durduğunu bana söyledi. Ben de 'hemen sıfırdan gömer gibi tahtalarını üzerine koy, toprakla kapa' dedim. Onlar Allah'ın emniyeti altında. Yanında boş bir yer vardı. Annesini de onun yanına gömdük. Durumu yakınlarına anlatınca herkes ağladı dedi.

CENAZEYE BAKMAYA GELEN YAKINLARI MEZARCI BAYILMIŞ HALDE BULMUŞ

Bir başka mezarcının da mezar kazımı sırasında bayıldığını söyleyen Yanmaz olayı şöyle anlatıyor, "Mezar yeri kazılırken yandaki mezarda açılma olmuş. Tahtaların arasından kefenli bir ceset gözükmüş. Mezarcı bayılmış. Biz mezarcıyı aradık. Ancak ulaşamadık. Cenaze yakınları mezara bakmaya geldiğinde mezarcıyı baygın bulmuşlar. Mezarcı uyandığında açılan mezardan çok güzel bir kokunun geldiğini ve sonrasında kendinden geçtiğini söyledi. Mezarı açılan kadının cenazesi hiç bozulmamış. Yakınları kadının doğumda bebeğiyle öldüğünü söylediler."

Zaman zaman vatandaşların ilginç taleplerle kendilerine başvurduğunu ifade eden Yanmaz, bir gelinin kaynanasının mezarının kaldırılması için istekte bulunduğunu belirtti. Talep karşısında büyük şaşkınlık yaşadıklarını anlatan Yanmaz, yaşanan olayı şöyle aktardı: "Bir gün otururken dışarıdan bağırma sesleri geldi. Baktığımda evli bir çift gelmişti. 'Niye bağırıyorsunuz? Ne oldu? Yardımcı olalım' dedim. Gelin 'Emirdağ Mezarlığı'nda kayınpederim ile kaynanam yatıyor. Kayınpederim orada dursun. Kaynanamı oradan çıkartın. Başka yere götürün' dedi. 'Ne istiyorsun kaynanandan. Zaten vefat etmiş, toprağa girmiş' diye sordum. 'Ben ondan çok çektim. Onun yanında yatmam. Onun oradan çıkartılmasını istiyorum. Ben yatacağım orada. Onu çıkartın nereye istiyorsanız oraya götürün' dedi.

Bunun üzerine 'Tapusu sizin üzerinize değil. Söz sahibi değilsiniz burada. Sen git beyinle başka bir yerden al. Kusura bakmayın burası otel değil. Onları rahat bırakın' diyerek gönderdim. Sonra beni belediyeye gidip şikayet ettiler."

Kaynak: Yeni Akit

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • allah rahmet eylesin

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.