Perde Pilavı Nasıl Yapılır?

Perde pilavı, fes şeklindeki bakır tencerelerde pişirilir ve Türk mutfağının meşhur misafir yemeklerinden biridir. Geniş aile sofralarında misafirlerinize ikram edeceğiniz olağanüstü bir lezzet.

İşte Nefis Perde Pilavı'nın tarifi...

Malzemeleri:

Perde Pilavının iç pilavı için:

1 kase pirinç

2 yemek kaşığı margarin

2 kase tavuk suyu

2 adet tavuk budu

yarım bardak badem

kuş üzümü

tarçın

yenibahar

karabiber, tuz

Perde Pilavının hamuru için:

2 adet yumurta

4 yemek kaşığı yoğurt

100gr margarin

1 paket kabartma tozu

tuz

aldığı kadar un

Hazırlanışı:

Perde pilavı yapımına ilk olarak tavuk butlarının haşlanması ile başlayın.

Margarini pilav tenceresinde eritin ve yıkayıp suyunu iyice süzdüğünüz pirinci yağda 3-4 dakika kadar kavurun. Yarım bardak badem, kuş üzümü, tarçın, karabiber, yenibahar ve tuzu ekleyip karıştırarak kavurmaya devam edin. Haşlanmış tavuk etini (didiklenmiş) ve 2.5 su bardağı kadar tavuk suyunu ekleyip kapağını kapatın ve pirinçler suyunu çekene kadar pişirin.

Hamurun için, tüm malzemeleri karıştırarak hamurunuzu yoğurun. Hamuru biri küçük biri büyük iki parçaya ayırın. Büyük olanı 3 mm kalınlığında açıp kabın tabanına, kenarları da kapatacak şekilde güzelce yerleştirin. İçine pilavı boşaltın. Hamurun küçük parçasını da aynı şekilde açıp pilavın üzerine kapatın.

200 derece ısıtılmış fırında perde pilavını kızarana kadar pişirin. Ters çevirip servis yapın.

Not: Kenarlarından sarkacak şekilde büyük bir hamur olmasına özen gösterin, içerisine pilavı yerleştirdikten sonra üstünü kenarlardan sarkan hamurla kapatacaksınız.

Kaynak: Nefis Yemek Tarifleri

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.