Kansere İyi Gelen Besinler

Henüz kesin tedâvisi bulunamayan kanser, asrın en tehlikeli hastalıklarının başında gelse de belli gıdaları tüketerek bu hastalığa yakalanma riskini büyük oranda düşürmek mümkün.

Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) 90 binden fazla kadın üzerinde yapılan araştırmaya göre, yetişkinliğe adım attığı yaşlardan itibaren sofrasında yüksek lif içeren gıdalar ile sebze ve meyveye yer veren kadınların meme kanserine yakalanma oranı yüzde 15 daha az.

Yine ABD’de, geçtiğimiz yıl yapılan araştırma, zeytinyağı ve yeşil yapraklı sebzelerin ağırlıklı olarak tüketildiği Akdeniz mutfağına yer veren erkeklerin, prostat kanserine yakalandıklarında iyileşme oranlarının diğer gıdaları tüketenlere oranla çok daha yüksek olduğunu ortaya çıkardı. Aynı araştırmada, Akdeniz mutfağı ile beslenenlerin mide kanserine yakalanma risklerinin diğer gruba oranla yüzde 33 daha az olduğu da belirlendi.

KAHVE DE KORUYOR

Kahvenin de kansere karşı koruyucu etkisi pek çek araştırmada kanıtlandı. Geçtiğimiz yıl yapılan bir araştırmanın sonucuna göre günde birkaç fincan kahve içenlerin kolon kanserine yakalanma riskleri içmeyenlere oranla yüzde 42 daha az. Kahve tiryakisi kadınların meme kanseri olma ihtimallerinin, kahve içmeyenlerle karşılaştırıldığında çok daha düşük seviyelerde olduğu da aynı araştırmada belirlendi.

İLLE DE BALIK

Uzmanlar, kansere karşı bir diğer besinin de doymamış yağlar olduğunda hem fikir. Özellikle somon, sardalya, uskumru ve ton balığı gibi soğuk denizlerde yaşayan balıklarının ‘omega 3’ açısından çok zengin olduğu ve kanseri önlemede etkili olduğu belirtiliyor.

ZEYTİNYAĞI VE KURUYEMİŞ DE UNUTULMAMALI

Uzmanlar soğuk deniz balıklarının yanı sıra zeytinyağı ve fındık, ceviz, badem gurubundaki kuru yemişlerin de zengin omega 3 kaynağı olduğunu ve kanseri önlemede son derece yararlı olduğunu ifade ediyor.

Kaynak: İHA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.