Halepli Ailenin Duygulandıran Kavuşması

Suriye'de Beşşar Esed rejimi ordusu ve rejim yanlısı yabancı terörist grupların kuşatmasındaki Halep'teki bombardımanda bacaklarını kaybeden Mustafa Raşid, sınırın ötesinde kalan ve hayatlarından endişe duyduğu iki çocuğuna Adana'da kavuştu.

Doğu Halep'ten ailesiyle  tahliye edilen ve Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavisi süren 31 yaşındaki Mustafa Raşid'in, Suriye'de kalan iki çocuğuna kavuşma hayali, Adana Valiliğinin devreye girmesiyle gerçeğe dönüştü.

Yapılan çalışma ile İdlib'teki kampta bulunan 5 yaşındaki Diya ve kardeşi 4 yaşındaki Melek, Suriye'den alınarak T

ürkiye'ye getirildi.

Çocukları, Cilvegözü Sınır Kapısı'nda karşılayan anne Leyla Raşid, günler sonra gördüğü evlatlarıyla hasret giderdi.

Daha sonra, çocuklar annelerinin eşliğinde babaları Raşid'in tedavisinin sürdüğü Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürüldü.

Evlatlarını, hastane odasında karşısında gören babanın mutluluğu kameralara yansıdı.

Suriye'de rejim güçleri ve rejim yanlısı terörist grupların sivilleri hedef alan şiddetli hava saldırılarında canlarını hiçe sayarak hayat kurtarmaya çalışan "Beyaz Baretliler"in üyesi Raşid, çocuklarına kavuşmanın sevincini yaşadı.

Eşi ve bir çocuğu ile Türkiye'ye gelen Raşid, yaklaşık 20 gündür Suriye'de kalan iki çocuğunu göremediğini, onlara ne olduğunu bilmediğinden dolayı endişe içinde olduğunu söyledi.

Türkiye geldiği andan itibaren hastanede tedavisinin sürdüğünü anlatan Raşid, "Çocuklarımdan dolayı kalbim rahat değildi. Onlar için endişeleniyordum.

Ameliyat olmama rağmen aklım kendimde değil, onlarda kalmıştı. Çok mutluyum,  2 evladıma kavuştum. Onları göremediğim 20 gün bana 20 yıl gibi geldi. Türk devletine çocuklarımı bugün getirdiği ve beni burada tedavi altına aldığı için teşekkür ederim." diye konuştu.

Raşid, Halep'in büyük bir yıkıma uğradığını aktararak "Enkaz altında kalan insanları çıkartmaya çalışırken rejim bombardımanı nedeniyle yaralanmam sonucu iki bacağım da kesildi.

Bunun için ambulansla, eşim ve bir çocuğumla Türkiye'ye getirildim. İki çocuğum ise sınırın diğer tarafında yakınlarımın yanında kalmıştı. Onlara da kavuştum." ifadesini kullandı.

Raşid'in eşi Leyla Raşid de çocuklarına kavuştuğu için Türkiye'ye teşekkür ederek, "Aklım hep çocuklarımda günler geçirdim. Günler sonra onların hayatta oldukları görmek ve onlara kavuşmak çok güzel, Allah'a binlerce kez şükürler olsun." dedi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.