Üç Yılda İkinci Umreye Ek Vergi Geldi

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Yılmaz, Suudi Arabistan'ın ilk kez hayata geçirdiği bir uygulamayla 3 yılda ikinci kez umreye gidecekler, 2 bin riyal daha fazla alınacağını söyledi.

Diyanet İşleri Başkanlığı, türlerine göre, fiyatlarının da yer aldığı umre programını yayımladı. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Hasan Kamil Yılmaz, umre kayıtlarının pazartesi gününden itibaren başlayacağını belirterek, umre ile ilgili bilgilerin duyurulduğunu söyledi.

Yeni uygulamaya ilişkin, hac öncesinde ve hac sırasında da bunun konuşulduğunu ancak görüştükleri yetkililerin o dönem bunun fiiliyata geçmediğini bildirdiklerini belirten Yılmaz, "Şu anda bizim oradaki ataşeliğimizin bize verdiği malumata göre, Suudi Arabistan yaşadığı ekonomik krizi ve Harem civarındaki genişletme ve tadilat çalışmalarını da gerekçe göstererek, umreci sayısında da hacda olduğu gibi bir azalmayı hedefliyor. Ayrıca petrol fiyatlarının düşmesinden sonra meydana gelen sıkıntıdan dolayı 3 yıl boyunca ikinci defa gidecek umrecilerden 2 bin riyal karşılığı vergi almayı ilan ettiler. Bu artık geri dönüşü olmayan bir şey olarak ifade edildi." diye konuştu.

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığına müracaatlarını yaptıklarını belirten Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunun yeniden gözden geçirilmesi, kaldırılması mümkünse veya daha normal bir seviyeye indirilmesi istikametinde. Fakat bugüne kadar maalesef bir geri dönüş olmadı."

Bu ücretin kaldırılmasının en çok bekledikleri karar olacağını ifade eden Yılmaz, "2014, 2015, 2016. Bu üç yıl içinde bir kere umreye gitmiş olanlar, yeniden müracaat ettiklerinde ekranda karşılarında 2 bin riyal karşılığı 560 dolarlık bir vergi yükü görecekler." dedi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.