Kadir Suresi 5. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kadir Suresi 5. ayeti ne anlatıyor? Kadir Suresi 5. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Kadir Suresi 5. Ayetinin Arapçası:

سَلَامٌ۠ۛ هِيَ حَتّٰى مَطْلَعِ الْفَجْرِ

Kadir Suresi 5. Ayetinin Meali (Anlamı):

Bütünüyle esenliktir o gece, tâ şafak atıncaya kadar.

Kadir Suresi 5. Ayetinin Tefsiri:

O gece melekler ve Ruh, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner dururlar. Cenâb-ı Hakk’ın verdiği vazifeleri yerine getirirler. Ruh’tan maksat Cebrâil (a.s.)’dır. Fazilet ve şerefi sebebiyle, diğer meleklerden ayrı olarak zikredilmiştir. O gece akşamdan fecre, tan yeri ağarıp sabah oluncaya kadar bütünüyle selâmettir. Çünkü melekler gecenin başından sabaha kadar gruplar halinde inerek mü’minlere selam verirler. Onlar için dua ve istiğfar ederler. O gece hep hayırlı şeylerle dolu olup, bütün şerlerden korunmuştur.

Kadir gecesinin Ramazan ayında olduğu kesindir. Fakat Ramazan ayı içinde hangi gecede olduğu hususunda farklı bilgiler bulunmaktadır. Bununla alakalı rivayetler şöyledir:

Hz. Âişe (r.a.) der ki:

Resûlullah (s.a.s.), Ramazan’ın son on gününde mescide çekilerek kendini ibâdete verir ve şöyle buyururdu:

“Kadir gecesini Ramazan’ın son on günü içinde arayın!” (Buhârî, Leyletü’l-Kadr 3; Müslim, Sıyâm 219; Tirmizî, Savm 72/792)

Kadir gecesinin Ramazan’ın son on günü içinde aranması tavsiye olunur. Bazı rivayetlerde, son on günündeki tek gecelerde, yirmi dördüncü gecesinde, yirmi yedinci gecesinde aranması da tavsiye edilir. Bir kısım sahâbîler, rüyâlarında Kadir gecesinin Ramazan’ın son yedi gecesinde olduğunu görmüşler ve bunu Allah Resûlü’ne bildirmişlerdi. Bunun üzerine Efendimiz (s.a.s.):

“Kadir gecesiyle ilgili rüyâlarınızın, Ramazan’ın son yedi gecesi üzerinde toplandığını görüyorum. O hâlde Kadir gecesini arayan onu Ramazan’ın son yedi gecesinde arasın!” buyurdu. (Buhârî, Leyletü’l-Kadr 2, 3; Ta‘bîr 8; Müslim, Sıyâm 205-206; Tirmizî, Savm 72)

Kadir gecesinin ihyasıyla ilgili Allah Resûlü (s.a.s.)’in çok önemli uygulama ve tavsiyeleri vardır. Nebî (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Kadir gecesini, fazilet ve kudsiyetine inanarak ve sevabını yalnız Allah’tan bekleyerek ibâdet ve tâatle geçiren kimsenin geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhârî, Savm 6; Müslim, Müsâfirîn 173-176)

 Hz. Âişe (r.a.), Peygamberimiz (s.a.s.)’e:

“–Ey Allah’ın Rasûlü! Kadir gecesinin ne zaman olduğunu bilecek olursam, o gece nasıl dua edeyim?” diye sorunca, Resûlullah (s.a.s.) şöyle cevap vermiştir:

اَللّٰهُمَّ اِنَّكَ عَفُوٌّ تُحِبَّ الْعَفْوَ فَاعْفُ عَنّ۪ي

“«Allahım! Sen çok affedicisin, affetmeyi seversin; beni affeyle!» diye dua et!” (Tirmizî, Deavât 84/3513; İbn Mâce, Dua 5)

Nitekim Resûlullah (s.a.s.), Ramazan ayı boyunca, diğer aylara nispetle daha çok ibâdet eder, Kadir gecesini ihyâ edebilmek için bilhassa son on gün, kendisini daha fazla ibâdete verirdi. Bu günlerde geceyi ihyâ eder, âilesini uyandırırdı. (Buhârî, Leyletü’l-Kadr 5)

Kadr sûresini, orada bahsedilen Kur’ân’ın indirilmesindeki hikmeti beyân etmek üzere Beyyine sûresi tâkip edecektir:

Kadir Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Kadir Suresi 5. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.