İman ve İnsanlığımızın İmtihanı

Diyanet İşleri 7 Temmuz 2017 tarihli hutbe konusu "İman ve İnsanlığımızın İmtihanı Mülteciler" başlığı ile günümüz güncel problemlerinden biri olan mülteci problemlerine dikkat çekmiş ve bizleri bir ümmet olarak birlik ve beraberlik için yaşamaya davet etmiştir.

Diyanet İşleri 07 07 2017 Cuma Hutbesi konusu ve metnin tamamı...

İMANIMIZ VE İNSANLIĞIMIZIN İMTİHANI: MÜLTECİLER

Aziz Müminler! Medineli Ensar, imanları uğrunda evlerini, yurtlarını terk ederek kendilerine sığınan Mekkeli Muhacir kardeşlerine gönülden kucak açmıştı. Onlara karşı hiçbir fedakârlıktan kaçınmamıştı. Öyle ki bir gün Ensar’dan biri Peygamberimiz (s.a.s)’in misafir edilmesini istediği fakir bir muhaciri alıp evine götürmüştü. Evinde de sadece çocuklarına yetecek kadar yiyecek vardı. Bunun üzerine çocuklarını uyuttular. Evdeki o azıcık yemeği misafirlerine ikram ettiler. Hatta bir bahaneyle lambayı da söndürerek misafirle birlikte yemek yiyormuş gibi yaptılar. Karı koca o gece çocukları gibi aç uyudular. Yüce Rabbimiz, onlar nezdinde Ensar’ın fedakârlığından övgüyle söz eden şu âyeti indirdi: “Daha önce Medine’yi kendilerine yurt edinmiş ve gönülden inanmış olanlar var ya; onlar, kendilerine hicret edenlere muhabbet beslerler. Onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık duymazlar. Öyle ki ihtiyaç içinde olsalar bile kardeşlerini kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin bencilliğinden korunmayı başarırsa işte kurtuluşa erecekler onlardır.”(Haşr, 59/9; Buhârî, Menâkıbü’l-ensâr, 10.)

Muhterem Müslümanlar! Yüce Rabbimize şükürler olsun ki Allah Resûlü’nü rehber edinen, bu ilk Müslüman nesli kendisine örnek alan aziz milletimiz de asırlardır muhacire ensar oldu. Irkı, dili, dini ne olursa olsun kendisine sığınanlara hiç düşünmeden gönül kapılarını açtı. Dünyanın neresinde bulunursa bulunsun mazluma ve mağdura kol kanat gerdi. Yetimleri ve kimsesizleri gözetti. Fakirlerin ve ihtiyaç sahiplerinin yardımına koştu. Her daim hakkın, haklının, doğrunun yanında yer aldı. Zulme ve zalime karşı dimdik durdu. Ve neticede gariplerin, boynu büküklerin, gözyaşlarıyla yoğurarak Alah’a arz ettikleri duaları, milletimizin tükenmez gücü, aşılamaz kalkanı oldu. Rabbimiz, mazlum yüreklerden yükselen bu duaların, mahzun yüzlerde açan tebessümlerin, mahrum gönüllerde yeşeren ümitlerin hürmetine bizleri hiçbir zaman zelil duruma düşürmedi, hep aziz eyledi.

Çaresiz kimsesiz, sahipsiz bırakmadı. Nusret ve inayetini bizden esirgemedi.

Kardeşlerim! Üzerinde yaşadığımız bu topraklar, öteden beri bir hicret yurdudur. Cömertlik ve fedakârlığıyla ün salmış olan bu necip millet, her daim güvenli bir liman olmuştur. Son yıllarda coğrafyamızda meydana gelen iç savaş, vahşet ve katliamlardan kaçan milyonlarca kardeşimiz zorunlu olarak topraklarımıza sığınmıştır. Milletimiz, yeryüzündeki bütün toplumları kıskandıracak bir cömertlikle kendilerine yardım elini uzatmıştır. Onları en güzel şekilde ağırlamıştır.

Ancak son zamanlarda milletimizin bu alicenaplığına gölge düşürecek birtakım olumsuzluklara üzüntüyle şahit olunmaktadır. Özellikle kimi çevrelerce kardeşlik ve misafirperverliğimize yönelik bir algı operasyonu yürütülmektedir. Çoğu mesnetsiz iddia ve paylaşımlarla kin ve nefret duyguları körüklenmeye, milletimizin birlik ve beraberliği, huzur ve muhabbeti zedelenmeye çalışılmaktadır. Bu konuda her mümin kardeşimiz dikkatli ve ferasetli olmak durumundadır.

Değerli Cemaatimiz! Peygamberimiz (s.a.s)’in ifadesiyle “Müminler, birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat göstermede, tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları da bu acıyı paylaşan bir bedene benzer.” (Buhârî, Edeb, 27.) Öyleyse geliniz! Misafir kardeşlerimizi külfet değil, rahmet vesilesi olarak görelim. Bazılarının yanlışlarını tamamına yüklemeyelim. “Allah hiç kimseye, hiçbir millete böyle ağır bir imtihan yaşatmasın!” diye dua edelim.

İçinden geçtiğimiz bu zorlu süreçte milletçe bizi ayakta tutan ve en fazla ihtiyaç duyduğumuz değerlerin feraset, basiret ve sağduyu olduğunu unutmayalım. Bilelim ki; kardeşliğimiz, birliğimiz, dirliğimiz, huzurumuz bizlere emanettir. Merhametimize sığınan, bizden yardım uman her bir can, imanımız, İslam’ımız ve insanlığımızın bir imtihanıdır.

Aziz Kardeşlerim! Milletimizin varlığına ve değerlerine yönelik girişilen 15 Temmuz ihanetinin birinci yıldönümünü idrak edeceğiz. Bu vesileyle başta 15 Temmuz şehitlerimiz olmak üzere bütün şehitlerimizin ruhlarına ithafen ülkemiz genelinde hatm-i şerifler okunmaktadır. Aynı zamanda 14 Temmuz günü Cuma namazı öncesinde bütün camilerimizde şehitlerimizi anma programları düzenlenecek ve okunan hatimlerin duası yapılacaktır. Şehitlerimize bir vefa borcu olarak, sizleri yapılacak dualara hep birlikte “amin” demeye davet ediyoruz. Canlarıyla bu toprakları bizlere vatan kılan bütün şehitlerimize bir kez daha Yüce Rabbimizden rahmet, gazilerimize şifalar niyaz ediyoruz.

Kaynak:  Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İMANIMIZ VE İNSANLIĞIMIZIN İMTİHANI: MÜLTECİLER - VİDEO

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.