700 Yıllık Yelli Camiî İbadete Hazır Hale Getirildi

Bir dönem Menteşeoğulları Beyliği’ne de başkentlik yapan Beçin Antik Kenti’nde yer alan ata yadigarı Yelli Camiî yapılan çalışmayla ibadete hazır hale getirildi.

Beçin Antik Kenti’ndeki kale ve çevresinde yürütülen kazı ve restorasyon çalışmaları devam ederken pek çok medrese, hamam, cami, han, türbe kalıntısı bulunuyor. Antik kentten bugüne kadar gelen yapılar arasında Bizans şapeli, Menteşeoğulları döneminden Karapaşa Medresesi, Ahmet Gazi Medresesi, Orhan Bey Camisi, Bey Konağı, Bey Hamamı, Kızılhan, Yelli Camiî ve Medresesi ile bir türbe yer alıyor.

Kazı Heyeti Başkanı Kadir Pektaş, Yelli Cami’nin surların dışında medrese ve hamamla birlikte bir külliye olarak inşa edilen kompleksin en büyük yapısı olduğunu söyledi.

Tek kubbeli, iki gözlü cemaat yeri olan caminin 14-15. yüzyılın en dikkat çekici, küçük ölçekli ama sağlam mimari yapılarından biri olduğunu vurgulayan Pektaş, caminin sadece antik kentte değil, o dönem bütün Anadolu’da dikkati çeken yapılardan biri olduğunu bildirdi.

Yelli Camisi’ndeki restorasyon çalışmalarının 2017’de hazırlanan proje kapsamında başladığını kaydeden Pektaş, öncelikle hazirenin bulunduğu batı cephede kazı çalışmaları yapıldığını, buradaki mezarlar ve haziredeki genel dokunun ortaya çıkartıldığını kaydetti.

“OLDUĞU ŞEKLİYLE KORUNDU”

Pektaş, daha sonra yapının iç kısmında iskeleler kurularak restorasyon çalışmalarının başladığını belirterek, şöyle konuştu:

“Son bir yılda kazı ve restorasyon çalışmaları hızlandı. Caminin batı kısmında mezarlıkların bulunduğu alanda yapılan kazı çalışmaları sırasında buradaki mezarlar iskeletlerle beraber belgelendi, restorasyonları yapıldı. Daha sonra iç kısımda duvarlarda harç ve sıva analizleri yapıldı. Mevcutlar olduğu şekilde korunarak duvarlarda ve kubbede dikişler yapıldı. Özellikle kubbe geçişlerinde prizmatik üçgenler içindeki akustiği sağlayan çömleklerde restorasyon yapıldı, olduğu şekilde belgelendi, sergilemesi yapıldı. Son cemaat yerindeki yıldız tonozlar yine sağlamlaştırıldı. Yapı şu anda tamamen ayağa kaldırılmış durumda.”

Büyük çabayla ayağa kaldırılan yapının artık ibadete hazır olduğunu vurgulayan Pektaş, “Yelli Cami gelecek kuşaklara da büyük ölçüde orijinal şekliyle korunarak aktarılmış olacak. Bu yüzden çok mutluyuz. Beçin Antik Kenti’nin en uç, en dış kısmında yer alan bu külliye, cami, medrese ve hamamdan oluşuyor. Onun en önemli yapısı olan Yelli Cami bu şekliyle ayağa kaldırılmış oldu.” dedi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.