Ses Kısıklığının 7 Nedeni

Kulak Burun ve Boğaz Uzmanı Dr. Ahmet Erdem Kılavuz, ses kısıklığının 7 nedenini anlattı, önemli önerilerde bulundu.

Ses kısıklığı sosyal yaşamı,hatta bazen profesyonel hayatı önemli derecede etkileyen ve herkesin hayatı boyunca en az bir kez yaşadığı bir problem. Kış mevsiminde genellikle üst solunum yolu enfeksiyonu nedeniyle geliştiği için “griptendir” denilerek hafif alınabiliyor. Ancak “grip” gibi basit sebeplerin yanı sıra bazen yaşam kalitesini düşüren, hatta hayatı tehdit eden gırtlak kanseri gibi bazı hastalıkların ilk belirtisi de olabiliyor. Bu nedenle ses kısıklığının iki haftayı aşması durumunda mutlaka bir hekime başvurmak çok önemli.

Dr. Ahmet Erdem Kılavuz, ses kısıklığının 7 nedenini anlattı:

1- ÜST SOLUNUM YOLU ENFEKSIYONU

Üst solunum yolu, burun ve ağız girişinden soluk borusuna kadar olan geniş bir alanı kapsıyor. Bu bölgenin grip ve nezle gibi viral enfeksiyonları ya da bunların üzerine gelişen ikincil bakteriyel enfeksiyonlar, üst solunum yolunu döşeyen ve mukoza adı verilen özelleşmiş dokusunda ödem ile akıntılara sebep olabiliyor. Bu akıntılardan ses telleri dolaylı olarak etkilenebiliyor. Ayrıca bu enfeksiyonlar bazen “larenjit” adı verilen ve ses tellerinin kendisini doğrudan etkileyen bir tablo şeklinde ortaya çıkabiliyor. Bu durumların tümünde değişik şiddette ses kısıklığı gelişebiliyor. Üst solunum yolu enfeksiyonları komplike olmadığı durumlarda bir kaç gün içinde tedaviyle düzeldiğinde ses kısıklığı sorunu da ortadan kalkıyor.

2- REFLÜ

Reflü mide içeriğinin mide alt kapağındaki zayıflıktan dolayı yukarı yemek borusuna ve boğaza doğru çıktığı duruma deniyor. Mide içeriğindeki kuvvetli asit genellikle yemek borusuna doğru çıkıp bu bölgeyi rahatsız ediyor. Ancak bazen larengofarengeal reflü denilen durumda bu asidin daha yukarıya, gırtlak bölgesine ulaştığı da oluyor. Bu durumda asit maruziyetine alışık olmayan gırtlak ve ses telleri ciddi olarak etkilenip zarar görebiliyor. Bu da ses tellerinin yapısında bozulmalara yol açarak ses kısıklığı oluşturabiliyor. Yemek sonrası artan ses kısıklığı ve boğazda temizleme ihtiyacı geliştiğinde mutlaka Gastroenteroloji ve Kulak Burun Boğaz uzmanlarına muayene olmak gerekiyor.

3- GENIZ AKINTISI

Geniz akıntısı boğaza doğru inip rahatsızlık yaratabiliyor. Bu akıntıların altında yatan nedenler kronik sinüzit, sigara kullanımı veya allerjik burun iltihabı gibi durumlar ise hayat kalitesinde ciddi düşüşe sebep olabiliyor. Geniz akıntısı, boğazda takılma hissi, sürekli yutkunma ve boğaz temizleme alışkanlığına sebep olduğu gibi, bu akıntının daha aşağıya inmesi durumunda ses tellerini de etkileyip ses kısıklığına yol açabiliyor. Özellikle sabahları yoğun boğaz temizleme ihtiyacı duyulduğunda, boğazda takılma hissi ile beraber ara ara ses kısıklıkları yaşandığında, geniz akıntısının varlığı ve altta yatan sebebin tedavisi için mutlaka kulak burun boğaz uzmanına başvurmalı.

4- SES TELLERINE AIT NODÜL VE POLIPLER

Sesin yanlış ve yoğun kullanımı ile sigara gibi sebepler ses tellerinde uzun vadede nasırlaşma (nodüller) ile lokal ödemin ilerlemesine bağlı küçük yumrular (polipler) oluşturabiliyor. Kulak Burun ve Boğaz Uzmanı Dr. Ahmet Kılavuz bu nodül ve poliplerin ses tellerinin titreşimlerini engelledikleri için ses kısıklığına neden olabildiklerini belirterek, “Bu durum özelikle sesini yoğun kullanan ses ve performans sanatçıları ile öğretmenler gibi meslek gruplarında daha sık görülüyor. Nodül ve poliplerin gerekli durumlarda cerrahi olarak tedavi edilmesinin yanı sıra, daha öncelikli olarak altta yatan yanlış ses kullanımını düzeltmek için ses terapistleri ve kulak burun boğaz uzmanları beraber çalışarak çözüm üretiyor” diyor.

5- YANLIŞ SES ALIŞKANLIKLARI

Yanlış ses alışkanlıkları ses yapısının oturduğu ergenlik dönemi de dahil olmak üzere ses tellerinin fonksiyonel hareketlerini bozabiliyor. Ses tellerinin doğru kapanmasını ve titreşimlerini engelleyebileceği gibi ciddi durumlarda ses tellerinin yapısında da değişiklik oluşturarak ses kısıklığına yol açabiliyor. Ayrıca maç gibi ortamlarda sürekli bağırmanın veya konserlerde şarkılara yüksek sesle iştirak etmenin neden olduğu ses tellerindeki travma da ses kısıklığı oluşturabiliyor. Yanlış ses kullanımının öncelikli sebep olduğu bu durumlarda doğru ses terapisi sorunun üstesinden gelmede yardımcı olabiliyor.

6- SES TELLERINE AIT HAREKET BOZUKLUKLARI

Ses tellerinin hareketini sağlayan kasları, bunun için özelleşmiş sinirler çalıştırıyor. Her iki ses teli için ayrı olan bu sinirleri etkileyen çeşitli durumlar ses tellerinin hareketlerini kısıtlayıp ses kısıklığına yol açabiliyor. Bu durumlar arasında çeşitli nörolojik bozukluklar, sinirin uzandığı yol boyunca siniri etkileyen çeşitli hastalıklar ve kitleler sayılabileceği gibi, bazen bu bölgeye yapılan, özellikle tiroid ameliyatı gibi cerrahi işlemler de etken olabiliyor. Ses tellerinin sinirine ait bozukluklardan şüphelenilmesi durumunda Kulak Burun Boğaz uzmanı, Nöroloji ve Göğüs Hastalıkları uzmanlarının ortaklaşa değerlendirilmesi sonucu tanı ve tedaviye ulaşılabiliyor.

7- GIRTLAK KANSERI

Gırtlak bölgesinin kanserleri genellikle sigara kullanımı, eşlik eden alkol kullanımı, genetik sebepler ve bazı viral hastalıkların etkisiyle oluşuyor. Gırtlak ve ses tellerini tutan bu tümörler ses tellerinin hareket ve titreşimlerini etkiledikleri gibi gırtlağın kas, sinir ve eklem yapısını da tutması durumunda da ses kısıklığına neden olabiliyor. Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. Ahmet Erdem Kılavuz gırtlak kanserinin erken dönemde de belirti vermesi sayesinde erken tanı ve tedaviye olanak sağlayabilen nadir kanserlerden olduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

“Dolayısıyla uzun süren ses kısıklıklarında özellikle yoğun sigara kullanımı öyküsü olan kişilerin hiç ertelemeden bir kulak burun boğaz uzmanına başvurmaları yaşamsal önem taşıyor. Erken dönemde tespit edilen gırtlak kanseri uygun tedaviyle tamamen iyileşebiliyor. Erken tanı ve tedavi ayrıca gırtlağın korunmasına ve kişinin sesini koruyabildiği tedavi çözümlerine de olanak verebiliyor. Bunların yanı sıra hastalığın erken tespiti kanserin bölgesel yayılımının ve akciğer gibi uzak organlara sıçrayabilmesinin de önüne geçiyor.”

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.