İnsanın Yaratılışındaki Gâye Nedir?

Bedenimiz, rûhumuz ve hayatımız, bizlere verilmiş mukaddes bir emanettir. Emanetin sahibi de Allahʼtır. Bize düşen; sahibinin istediği istikâmette onları en güzel şekilde değerlendirebilmektir. İnsan hayatında huzur ve saâdetin başka yolu yoktur.

İNSAN YAPISININ İKİ YÖNÜ

İnsan yapısının iki yönü vardır: Biri bedenî (türâbî) diğeri ise rûhî yönü. İlki insanın türâbî yapısı, yani insanın rûhuna giydirilmiş beden elbisesi... Ruhlar âlemindeyken insanda bu elbise yoktu. Demek ki; insan, üzerinde topraktan yapılma bir elbise taşımaktadır. Bu toprak elbisesine, beden demekteyiz. Kaşımız, gözümüz, vücudumuz, kolumuz, kaslarımız, kemiklerimiz, hepsi rûha giydirilmiş bir elbise gibidir. Türâbî yapı, son nefese kadar insanın işini görecek ve rûha yardımcı olacaktır.

BEDENİ ALLAH YOLUNDA KULLANABİLİRSEK

İbadetler için bir bedene ihtiyaç vardır. Bedensiz namaz kılamaz, oruç tutamayız. Beden, ibadetler için bir hizmetçi konumundadır. Tabii ki, takvâ elbisesi beden elbisesinden çok daha mühimdir. Rûhun elbisesi olan bu bedeni, Allah yolunda kullanabilirsek ne mutlu bize!

Rûhumuzun dünyadaki vazifesi bittiği zaman, Cenâb-ı Hak, bizi cesetten ayıracak, âhirette ise hepimize tekrar bir elbise giydirilecektir. Âyet-i kerîmede “Yüzler vardır ki, o gün ışıl ışıl parıldayacaktır. Rablerine bakacaklardır (O’nu göreceklerdir). Yüzler de vardır ki, o gün buruşacaktır.” (el-Kıyâme, 22-24) buyruluyor. İşte o günkü bedenimiz, dünyadaki ruhî yapımıza göre teşekkül edecektir.

BEDENİMİZİ RUHUMUZUN EMRİNE VERMELİYİZ

İkinci yönümüz ise ruhanî tarafımız... Bu, Cenâb-ı Hakk’a mensup olan vasfımızdır. Âyet-i kerîmelerde şöyle buyruluyor:

“…Rûhumdan üflediğim zaman…” (Bkz. el-Hicr, 29; Sâd, 72)

“Biz, hakikaten insanoğlunu mükerrem (şan ve şeref sahibi) kıldık…” (el-İsrâ, 70)

“Biz, insanı ahsen-i takvim üzere yarattık.” (et-Tîn, 4)

İşte insan, bunları düşünmeli bedenini rûhunun emrine verip en güzel varlık hâline gelmelidir.

DÜNYAYA ÂHİRETİ KAZANMAK İÇİN GELDİK

❁ Cenâb-ı Hak, “Rûhumdan üfürdüm.” (Hicr, 29) buyururak insana kendinden birtakım istidatlar vermiştir. Bu istidatları nefsaniyete esir etmemek için çok gayret etmek gerekir. Kul, Allâh’ın verdiği istidatları inkişaf ettirirse, Rabbine dost olma kıvamına erecektir.

❁ Dünyaya âhireti kazanmak için geldik. Dünyada ebedî yaşayan birisini hiç görüyor muyuz? Geçen asırdan kalmış bir insan bile görmüyoruz. Bu dünyaya âhiret için geldiğimizi unutmamamız gerekir.

❁ İnsanın yaratılışındaki asıl maksat, kulluktur. Nitekim âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:

“Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” (ez-Zâriyât, 56)

Bâzı müfessirler «liya'budûn» kelimesini «liya'rifûn» “Allâh’ı tanıyabilme, Rabbi kalbde tanımak sûretiyle mârifetullâha erme” şeklinde tefsir etmişlerdir. (İbn-i Kesîr, Tefsîr, IV, 255)

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Mârifet Mektebi, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.