Hizmet Ehlini Yetiştiren Liderlik

İnsan elbette Hak yolunda karşılıksız koşabilmelidir. Hizmet eri böyle düşünmeli. Ancak hizmeti veren de hizmet erini daima koruyup kollamalı. İstismarın kokusu bile ilişkileri bozmaya yeterlidir.

Doç. Dr. Selçuk Eraydın bey anlatıyor:

“Mâhir Hocayı herkes zengin zannederdi. Zira Hoca, maaşını alır almaz yüzde ikibuçuğunu derhal bir fakire ulaştırırdı. Maaşından başka bir geliri olmadığı halde, her ay onun zekâtını veriyordu. Derdi ki:

“Böyle yapmak, bana bereket getiriyor.”

Maaşından başka geliri olmadığı halde, zenginden ziyâde zengin davranır ve sohbete gittiği yerlere, duruma göre ya bir paket çay, bir kilo şeker götürür ya da masrafı kendisi öderdi. Adam kullanmayı ve beleşçiliği sevmezdi.

Bazan beni bir yerlere gönderirdi, “falan yerden şunu al gel”, diye. Bu vazifeyi verir ve arkasından da: “Al şu harcırahını!” der, elime ayrıca bir para tutuştururdu, oraya gidip gelme ücreti olarak!

“Hocam, ben zaten oradan geçiyorum, yolumun üzeri!” diye itiraz etmeye çalışırdım, ama, kabul ettirmek imkansız. Mahir Hoca ısrarla;

“Evlâdım al şu harcırahını! Tarîkat-ı Furkaniyye’nin (Kur’an yolunun) esası bu evlâdım! Ben bu iş için oraya gitmek zorunda mıyım? Zorundayım. Oraya kadar gidip bu masrafı edecek miyim? Edeceğim. E, sen yolunun üzeri de olsa, beni oraya gidip gelme zahmetinden kurtarıyorsun evlâdım! Al şu parayı.”

Bir de teşekkür ederdi. Mümkün değil, belli bir harçlık vermeden hiç kimseyi hiç bir yere göndermezdi.”[1]

HİZMET ERİNİ DAİMA KORUYUP KOLLA

Uzun süre devam eden dostluk, arkadaşlık, ortaklık, hoca-talebe ya da idareci-personel ilişkilerinin temelinde, hiç şüphesiz saygı, adalet ve empatik davranabilme kalitesi vardır. Özellikle kişisel menfaatleri adına, birilerini kullanma alışkanlığı, kimden ortaya çıkarsa çıksın, ilişkileri soğutan, hatta zamanla buğza ve düşmanlığa kadar götüren bir mahiyet arzeder.

Hiç kimse kullanılmak istemez. Ancak dâvâ ve hizmet adına, herhangi bir kişiselleştirme söz konusu değilse, diğer bir ifadeyle hizmet adı altında nefsi parlatma, öne çıkarma ya da palazlandırma gibi bir hissiyat oluşmuyorsa, hizmetin hükmî şahsiyeti önplanda ise bu durumda karşılıksız taleplerde bulunmak son derece tabiidir.

İnsan elbette Hak yolunda karşılıksız koşabilmelidir. Hizmet eri böyle düşünmeli. Ancak hizmeti veren de hizmet erini daima koruyup kollamalı. İstismarın kokusu bile ilişkileri bozmaya yeterlidir. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi hocalarından Yaşar Fersahoğlu beyin şöyle bir dörtlüğünü hatırlıyorum:

Gördüm ilim erbabını

Atmışlar ilim babını

Herkes kendi hesabını

Yapar Allah deyu deyu

Yaşar bey hocamıza bu sözleri söyleten manzaralar nelerdir bilinmez. Ancak buradan hareketle şunu ifade edelim ki, ilim, irfan, dâvâ ve hizmet yolunda ulvî duyguları nefsânî hesaplara feda etmemelidir. Kul hakkı sadece mal ile alakalı değildir.

[1] Mustafa Özdamar, Mahir İz Hoca Belgesel, s. 31.

Kaynak: Dr. Adem Ergül, 365 Lider Davranış, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.