Sami Efendi Hazretleri’nin Sohbetleri

Abidevi Şahsiyetler

Mahmud Sami Ramazanoğlu Hazretleri'nin sohbetleri nasıldı?

Sâmi Efendi Hazretleri’nin irşad hayatı âdeta sohbet üzerine binâ edilmişti. Yaşadığı dönemin şartları îcâbı, umûmiyetle evlerde yapılan bu sohbetlere her kesimden insan katılırdı. Sohbetlerinde târifsiz bir mânevî iklim oluşurdu. Kendisi her fırsatta sohbet ettiği gibi mânevî evlâtlarına da bulundukları şehirlerde, küçük bir grupla da olsa, muhakkak sohbete devam etmelerini emir buyururdu.

Onun bu ihlâslı gayretleri ile Anadolu’nun her köşesindeki sayısız ev, birer ilim ve irfan mektebi hâline gelmişti. Sohbete katılmak isteyenler, sessizce gelir ve yine sessizce sohbetin başlamasını beklerlerdi.

Efendi Hazretleri sohbete başlamadan önce bir aşr-ı şerîf okunmasını işaret ederdi. Okuyacak kimse de muhakkak yukarıda oturtulur, kıraati huzurla dinlenirdi.

Daha sonra Sâmi Efendi Hazretleri, Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ve sâdât-ı kirâmın rûh-i saâdetlerine 1 Fâtiha-i Şerîfe ve 3 İhlâs-ı Şerîf hediye eder ve büyük bir şevk ile sohbetini ifâ ederdi. Sohbetlerinde umûmiyetle önündeki defter ve notlardan okur, zaman zaman bâzı mevzularda şifâhî izahlarda bulunurdu.

Sâmi Efendi Hazretleri, Kur’ân ve Sünnet istikâmetinde yaşayıp insanları da bu istikâmette yaşamaya teşvik eden bir Allah dostu idi. Sohbet mevzularının esâsını; âyet-i kerîmelerin tefsîri, hadîs-i şerîflerin şerhi, ashâb-ı kirâmın îman, sabır, tahammül ve Allah yolundaki fedâkârlıkları ile Allah dostlarının örnek hayatları teşkil ederdi. Bilhassa “kalb-i selîm”e dâir âyet-i kerîmeleri sık sık okur ve “edep” üzerinde çokça dururdu.

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in, ümmeti için fiilî kıstas ve “üsve-i hasene / emsalsiz örnek şahsiyet” olduğunu îzah edebilmek için Siyer-i Nebî’den, ashâbın fedâkârlıklarından, ibadet hayatlarından, muâmelâtından bol bol misaller verirdi.

Bu sohbetlere ve Efendi Hazretleri’nden aldıkları evrâd ve ezkâra ihlâsla devam edenlerde, gözle görülür değişiklikler ve inkişaflar meydana gelirdi. Kibirden tevâzûya, katı kalplilikten merhamete, cimrilikten cömertliğe, tembellikten gayrete, korkaklıktan cesarete, kabalıktan nezâkete, dağınıklıktan tertip ve düzene, acelecilikten teennîye, hırçınlıktan uysallığa, bedbinlikten nikbinliğe doğru mânevî terakkîler görülürdü.

Efendi Hazretleri, Kur’ân-ı Kerîm’i hâliyle, kāliyle ve muhabbetle yaşayan bir hâfız efendi geldiğinde ona iltifat eder, yanına alır ve şöyle bir hâdise anlatırdı:

“Adana’da bulunduğumuz günlerde bir nakl-i kubûr zarureti olmuştu. Bu kabirlerden biri de ilmiyle âmil bir hâfız efendiye âitti. (Takrîben 60 sene evvel vefât eden) bu hâfız efendinin kabri açıldığında, kefeni dahî bembeyaz durmakta idi. Şüphesiz bu hâl, Yüce Allâh’ın gerçek hâfızlara husûsî bir ikramı idi.”

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Altın Silsile, Erkam Yayınları

MAHMUD SAMİ RAMAZAOĞLU HAZRETLERİ KİMDİR?

BENZER HABERLER