Dursun Fakıh (tursun Fakı) Kimdir?

KİM KİMDİR?

Dursun Fakıh (Tursun Fakı) kimdir? Osman Gazi adına ilk hutbeyi okuyan kadı, âlim ve şair; Dursun Fakıh’ın hayatı.

Dursun Fakıh (Tursun Fakı) 13. yüzyıl ortalarında doğdu. Dursun Fakıh Karamanlıdır, Şeyh Edebâli’nin öğrencisidir. Şeyh Edebâli’den tefsir, hadis ve fıkıh eğitimi aldı. Ona mürid oldu ve seyrüsülûkünü onun yanında tamamladı.

Şeyh Edebâli’ye damat, Osman Bey’e de bacanak oldu. Osman Bey ile birlikte savaşlara katıldı ve gazilere imamlık yaptı.

OSMANLI DEVLETİ’NİN İLK KADISI

Karacahisar’ın (Eskişehir’e bağlı bir köy) 1288 yılında fethinden sonra Osman Bey tarafından şehrin kadılığına ve kiliseden çevrilen caminin imamlığına getirildi. Burada Osman Bey adına ilk cuma hutbesini okudu. Bu hutbe Osmanlı Beyliği’nin bağımsızlık alâmeti olarak okunan ilk hutbedir.

Osman Bey, fethettiği yerleri beşe bölerek Bilecik’i kayınpederinin idaresine bıraktı. Bunun üzerine Dursun Fakıh, Edebâli Hazretlerinin yanında kaldı ve onun vefatı üzerine makamına geçerek fetva işlerini yürüttü.

DURSUN FAKIH NE ZAMAN VEFAT ETTİ?

Ölüm tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte şeyhinin yerine geçtikten bir müddet sonra vefat ettiği rivayet edilir.

DURSUN FAKIH’IN KABRİ NEREDE?

Dursun Fakıh’ın kabri, Bilecik’te Şeyh Edebâli Zâviyesi içindeki türbededir. Türbede Şeyh Edebâli, Dursun Fakıh ve Muhlis Baba’dan başka Edebâli Hazretlerinin ahfadından bazı kimseler medfundur. Biri Karacahisar’da, diğeri ise Söğüt’ün Küre köyü civarında kendisine isnat edilen makamlar vardır.

DURSUN FAKIH’IN BİLİNEN TEK ESERİ: GAZAVATNAME

Dursun Fakih, Yûnus Emre, Âşık Paşa ve Gülşehrî ile birlikte Osmanlı kuruluş döneminin ilk şairlerindendir. Ona nisbet edilen tek eser olarak tanınan Gazavatnâme, edebî özelliğinden ziyade dinî mahiyeti ve Eski Anadolu Türkçesine ait ilk örneklerden biri olması bakımından önemlidir.


Dursun Fakih’in Gazavatnâme adlı eserinin ilk iki sayfası (İÜ Ktp., TY, nr. 311)

Gazavatnâme’de Hz. Peygamber, aralarında Hz. Ebûbekir, Ömer, Osman ve Ali’nin de bulunduğu ashaptan 4 bin kişiyle birlikte puta tapan Benî Pinhân kabilesinin reisi Mukaffa‘a karşı giriştiği savaşlar anlatılır. Uzun mücadeleler sonunda Müslümanlar karşısında daha fazla direnemeyen Mukaffa‘ da İslâmiyet’i kabul eder ve kısa bir müddet sonra ölür.