Yılbaşı Gecesi Ölen Gencin Hikayesi

HAYATIN İÇİNDEN

O gece, ‘Uzatma dünya sürgünümü benim...’ şeklindeki dualarımızdan biri kabul olmuştu... Allah O'nun dünya sürgününü uzatmadı. Son olarak tekrar söyleyelim: Benzememek lazım, Panzehir bulmak lazım. Doç. Dr. Mehmet Lütfi Arslan yaklaşık 20 sene evvel 31 Aralık gecesi bir arkadaşının nasıl vefat ettiğini anlatıyor.

Hadîs-i şerîfte buyrulur:

“Kim bir kavme benzemeye çalışırsa, o da onlardandır.” (Ebû Dâvud, Libâs, 4/4031)

Hristiyan âleminin mukaddes sayıp kutladığı yılbaşını kutlamak, İslâm şahsiyet ve karakterine aykırıdır. Zira yegâne hak dîn olan İslâm mükemmeldir. Mükemmelin ise artık hükmü bitmiş ve tahrife uğramış bir dinden alacağı hiçbir şey yoktur.

Ayrıca hiçbir mukaddes gün, nefsânî eğlencelerle, haramlarla, şeytânî çılgınlıklarla idrâk ve ihyâ edilmez. Sadece bu hakîkat bile yılbaşı kutlamanın, ne kadar bâtıl bir âdet olduğunu ifadeye kâfîdir.

Namazın her rekâtında okuduğumuz Fâtiha’nın son âyetinde;

“…Gazaba uğrayanların ve sapıkların (yoluna) değil.” (el-Fâtiha, 7) buyrularak, İslâm dışındakilerin yoluna uymaktan îkaz edilmekteyiz.

Gayr-i müslim­lere veya fâsıklara benzeme ve onların nefsânî hayat tarzlarını taklit etme hastalığı, îmânı tehlikeye atan hususlardan biridir. Îman temelindeki çözülmelerin, fikrî ve ahlâkî yozlaşmaların birçoğu, bu tür taklitlerle başlar. Taklit, zamanla alışkanlık ve huy hâline gelir. Sonrasında ise şeklî beraberlik, zihnî beraberliğe, zihnî beraberlik ise zamanla kalbî beraberliğe kadar gider.

Velhâsıl her müslüman; hayatının her safhasında, İslâm şahsiyet, karakter ve vakarına yaraşır bir duruş sergileyip gayr-i müslimlerin âdetlerinden uzak durmakla mükelleftir.