Yapılan İyiliği Gizlemenin Önemi

İbadet Hayatımız

Kul ile Allah arasında gizli kalması gerekirken, dünyevî veya nefsânî beklentilerle insanlara da arz edilen amellerin, hayır hasenat ve iyiliklerin akıbeti...

Kul ile Allah arasında gizli kalması gerekirken, dünyevî veya nefsânî beklentilerle insanlara da arz edilen amellerde, Cenâb-ı Hakk’ın huzûruna yükselecek bir kıymet kalmaz. Nasıl ki zararlı böceklerin musallat olduğu bir bitki, kısa zamanda çürüyüp kurursa; dünyevî ve nefsânî menfaatler karşılığında fânîlere pazarlanan hayırları da, gurur, kibir, riyâ/gösteriş, fahır/övünme gibi süflî vasıflar sararak onların bütün ecrini zâyî eder.

Yani sâlih ameller, “Konu-komşu, el-âlem ne der?” gibi, fânîlerin kınamasından kurtulmak veya onlar nezdinde îtibar bulmak gibi gâyelerle yapılırsa, Allah katında, bir paçavra gibi değersiz hâle gelir.

Buna mukâbil; “Fânîler değil, Allah bilsin!” diyerek, hasbeten lillâh, yani sırf rızâ-yı ilâhî için, hâlis niyetle yapılan sâlih amellerin ecir ve mükâfatlarını yazmaya ise kalemler kâfî gelmez.

İKİ ŞEYİ UNUT İKİ ŞEYİ UNUTMA

Ayrıca; Allah rızâsı için yapılan hayır-hasenâtı mümkün mertebe gizleyip onları yapan kendisi değilmiş gibi, âdeta “ârifâne bir tecâhül” sergilemek, yani “bildiği hâlde bilmiyormuş gibi” davranmak da, kalbî olgunluğun bir göstergesidir. Bunun içindir ki Hak dostları:

“İki şeyi unutma:

  1. Allâh’ı,
  2. Ölümü.

İki şeyi de unut:

  1. Sana yapılan fenalıkları,
  2. Yaptığın hayır ve iyilikleri.” buyurmuşlardır.

Fakat kul, yaptığı iyilikleri unutmayıp bilâkis onları gözünde büyütmeye devam ederse, hattâ onların reklâmını yaparak başkalarına karşı övünürse, o vakit ameline riyâ karıştırmış ve kendi eliyle kendi amelinin ecrini imhâ etmiş olur.

Âyet-i kerîmelerde şöyle buyruluyor:

“Ey îman edenler! Allâh’a ve âhiret gününe inanmadığı hâlde, insanlara gösteriş olsun diye malını harcayan kimse gibi, sadakalarınızı başa kakmak ve gönül kırmak sûretiyle boşa çıkarmayın! Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan ve mâruz kaldığı şiddetli yağmurun kendisini çıplak bıraktığı bir kayanın durumu gibidir. Onlar, kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler…” (el-Bakara, 264)

“Yaptığın iyiliği çok görerek başa kakma!” (el-Müddessir, 6)

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Altınoluk Dergisi, 2022 – Kasım, Sayı: 441