Vasiyet ile İlgili Ayet ve Hadisler

Sorularla İslam

Vasiyet konusu Kur’an ve hadislerde geçiyor mu? Vasiyet ile ilgili ayet ve hadis-i şerifler.

Vasiyetin meşrû oluşu Kitap, Sünnet ve İcmâ delillerine dayanır.

VASİYET İLE İLGİLİ AYETLER

Ana baba ve yakın hısımlara ma’rûf şekilde mal vasiyet yapmayı bildiren, “Sizden birine ölüm gelince, eğer geriye mal bırakacaksa anneye, babaya ve yakın hısımlara ma’rûf şekilde vasiyet etmesi, takva sahipleri üzerine bir hak olarak yazıldı.”[1] ayetin, daha sonra inen miras ayetleri ile neshedildiği kabul edilmiştir.

Başka bir ayette kocanın sağ kalan eşi lehine vasiyetinden şöyle şöz edilir:

“İçinizden ölüp geriye eşler bırakan erkekler, eşlerinin bir yıl süreyle evlerinden çıkarılmaksızın geçimlerinin sağlanmasını vasiyet etsinler.”[2] Bu âyet de, kadının ölüm iddetini dört ay on güne indiren,[3] ve miras haklarını belirleyen âyetlerle neshedilmiştir. Burada nafaka yükümlüsü olan koca vefat ettiği için, kadın miras payını almakla yetinir. Diğer yandan bazı fakihlere göre, kadının böyle bir durumda, son ikamet ettiği evde bir yıl daha oturma hakkı söz konusu olur.[4]

Mirasçıların, sağ kalan eşin oturmakta olduğu miras paylaşımını bir yıl sonraya erteleyerek, yukarıdaki ayetle amel etmesi mümkündür.

Nisâ sûresi 4/11-12 nci ayetlerde miras payları belirlenirken âyetlerin sonlarında, مِنْ بَعْدِ وَصِيَّةٍ يُوص۪ي بِهَاۤ اَوْ دَيْنٍ “Bu hükümler, ölenin yapacağı vasiyetten veya borcundan sonradır.”[5] buyurulması İslâm’ın belirlediği ölçüler içinde yapılacak vasiyetin geçerli olduğunu gösterir.

Vasiyetnamede yapılacak değişiklik konusunda da şöyle buyurulur:

“Kim işittikten sonra vasiyeti değiştirirse günahı, onu değiştirenlerin boynunadır. Şüphesiz Allah her şeyi işiten ve bilendir.”[6]

“Kim de vasiyet edenin bir hata veya günah işlemesinden korkarsa, tarafların arasını düzeltmesinde ona günah yoktur, Allah çok bağışlayandır, çok merhametlidir.”[7]

Yazılı vasiyeti bulunmayanın acele durumlarda iki adaletli şahit yanında sözlü vasiyet yapabileceği Yüce Allah tarafından şöyle belirlenmiştir:

“Ey îman edenler! Sizden birinize ölüm gelince vasiyet sırasında içinizden iki adaletli kişi aranızda şahitlik etsin. Ya da yeryüzünde yolculuk yaparken başınıza birden ölüm musibeti gelmişse, sizden olmayan iki kişi (şahitlik etsin). Eğer kuşkulanırsanız namazdan sonra şahitleri tutup şu şekilde yemin ettirirsiniz: “Biz, yakınlarımız bile olsa yeminimizi hiçbir paraya satmayacağız, Allâh’ın bu şahitliğini gizlemeyeceğiz, yoksa biz, elbette günahkârlardan oluruz.”[8] Bir sonraki âyette ise bu vasiyet şahitlerinin yalan söyleyip gerçeği gizlemeye kalkışmaları durumunda, vasiyeti bilen yakınlardan şahitliğe daha lâyık olan iki kişinin yemin verilerek diğerlerinin yerine geçmesi öngörülür.

VASİYET İLE İLGİLİ HADİSLER

Hz. Peygamber’in vasiyeti teşvik eden çeşitli hadisleri vardır. Abdullah İbn Ömer’in naklettiği bir hadiste şöyle buyurulur: “Bir Müslümanın vasiyet etmek istediği bir şeyi olup da, vasiyeti yastığının altında yazılı olmadan iki gece geçirmesi doğru değildir.” [9] Başka bir hadiste şöyle buyurulur: “Allah size, amellerinize ziyade olarak ölümünüz sırasında mallarınızın üçte birini tasadduk etti yani vasiyet etme yetkisi verdi.”[10]

Yukarıda da belirttiğimiz gibi mirasçı olarak tek kızı bulunan Sa’d İbn Ebî Vakkas’ın (ö.55/675) sorusu üzerine Allâh’ın Rasûlü, ona malının ancak üçte birine kadar olan bölümünü vasiyetle başkasına bırakabileceğini bildirmiştir.[11]

İslâm bilginleri bu delillere dayanarak mü’minin ölümünden önce yapacağı vasiyetle malının üçte birini mirasçıları dışında kalan bir hısımına veya bir yabancıya ya da bir hayır işine bırakabileceği konusunda görüş birliği içindedir.

Dipnotlar:

[1]. Bakara, 2/180. [2]. Bakara, 2/240. [3]. Bakara, 2/234. [4]. bk. Bakara, 2/240; Ebû Zehra, Usulü’l Fıkh s. 130. [5]. Nisâ, 4/11. [6]. Bakara, 2/181. [7]. Bakara, 2/182. [8]. Mâide, 5/106. [9]. Buhârî, Vesâyâ, 1; Müslim, Vesâyâ, 1-4; İbn Mâce, Vesâyâ, 2. [10]. İbn Mâce, Vesâyâ, 5; Zeylâî, Nasbu’r-Râye, IV, 399, 400. [11]. Buhârî Vesâyâ,1, Cenâiz, 37; Şevkânî, Neylü’l-Evtâr, VI, 37.

Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle Aile İlmihali, Erkam Yayınları