Tekamül Ne Demek?

NE NEDİR?

Tekamül nedir? Tekamül kelimesi ne anlama gelmektedir? Tekamül kelimesine örnek cümleler...

Tekamül: Ba­sa­mak ba­sa­mak mey­da­na ge­len de­ğiş­me, şe­kil de­ğiş­tir­me ve ge­liş­me, ke­mâ­le er­me, ol­gun­laş­ma anlamlarına gelmektedir.

TEKAMÜL KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER

Mefhumların zirve seviyede hayâta tatbik edilip mânevî bir terbiye metodu hâline geldiği saha ise “Tasavvuf”tur. Tasavvuf; ferdin mânevî istîdâdı ve buna ilâveten Allâh’ın lûtfu nisbetinde hakîkat zirvelerine ulaşmayı hedefleyen bir tekamül/olgunlaşma yolunun adıdır. Bundan dolayıdır ki; “Kendini bilen Rabbini
bilir.” sözüyle ifâde edilen hikmet, tasavvuf ehlinin mânevî tekamül yolunda en esaslı düsturlarından birini teşkil eder.

*****

Rûhânî yapısını tekamül ettiremeyen bir insan ise nefsânî bir hayâtın süflî tezâhürlerine takılıp kalarak tefekkür istîdâdını gelgeç sevdâların anaforunda helâk eder. Böyle hantal bir kalp ve idrak, artık hakka ve hayra yönelmek yerine dâimâ fânî vitrinlere saldırır, nefsin hevâ ve heveslerinin zebûnu olur. Hiç tefekkür etmez ki; fânî hayat çarşısının en son giysisi olan KEFEN, bir gün mutlakâ onu da saracak ve ölüm vâkıası, bütün fânî zevklere, câzibelere, aldatıcı yaldızlara iptal mührünü vuracaktır!..

*****

Aynı şekilde secde âyetlerini ihtivâ eden sûreler de Mekke’de nâzil olmuştur. Bu sûretle Allâh’tan başka şeyler önünde secde eden insanlar, Cenâb-ı Hakk’a secdeye sevk edilmiş ve onların derûnî tekamülleri sağlanmıştır.

Mekke’de nâzil olan bu ilk âyetler, eski âdetlerin cehâletten neş’et ettiğini ve tamâmen bâtıl olduğunu beyân etmektedir. Aynı zamanda cihanşümûl ahlâkî düsturların esaslarını ortaya koymaktadır.

*****

Sanayisinin tekamülü için de dikkat edecek. Gayr-i meşrû bir yola gitmeyecek. İşçisinin emeğini istismâr etmeyecek. Kârını artırmak için hanımların câzibesini kullanıp onları reklâmlarında vitrine etmeyecek.

*****

“Kalpte yer etmiş bir kibri kazımak, dağları iğne ile kazmaktan daha zordur.” buyurmuştur. Fakat bu başarılmadıkça da, mânen tekamül edebilmek ve dînin hedeflediği “kâmil insan” hâline gelebilmek mümkün değildir.

*****

Dünya hayatındaki kulluk imtihanını kazanmak için aşmamız gereken en zorlu engel, kendi nefsimizdir. Nefs engelini aşabilmek için de, onu tezkiye etmemiz, yani mânevî terbiye ve tekamül yoluna girmemiz zarûrîdir.

*****

Mânevî terbiye yolculuğunda, keşif ve kerametlere ermeden tekâmül etmenin, daha hayırlı olduğu ifâde edilmiştir. Zira bu gibi hâlleri müşâhede edenler, beşer olmak sıfatıyla gurura kapılabilirler; kendilerinin, nasıl olsa tekamül ettikleri düşüncesiyle, himmetlerini, yani mânevî gayretlerini azaltma yanlışlığına sürüklenebilirler.