“Talhatü’l-hayr” Lakabıyla Anılan Sahabi

Sahabiler

Peygamber Efendimizin, İslam uğrundaki kahramanlıklarından ötürü “Talhatü’l-hayr” lakabını verdiği sahabi kimdir?

Talhâ bin Ubeydullah radıyallahu anh, cennetle müjdelenen on sahabiden biridir. İslam’ı ilk kabul edenlerdendir. Hazret-i Talhâ, İslam uğrundaki kahramanlıklarından ötürü Peygamberimizin sallallahu aleyhi ve sellem iltifatına mazhar olmuştur.

HAZRET-İ TALHA

Uhud’da kahramanlık, destanları yazmıştır, Rasûlullah yolunda ölüme atılmıştır.

Saldırınca kâfirler, İslâm askerlerine, İki taraf bir anda, karıştı birbirine.

Öyle ki tanımazdı, bir kimse diğerini Ve hatta Müslümanlar, vurdu birbirini.

O anda seslendi ki ashâba, Efendimiz, “Bana doğru geliniz! Bana doğru geliniz!”

Ashabdan otuz kişi, sesi duyabildiler, Ve hemen etrafına, bir halka çevirdiler.

Onu öldürmek için saldırınca kâfirler, Seslendi Rasûlullah; “Bunları kim def eder?”

Ben diye cevab verdi, Hazret-i Talhâ hemen, Siper oldu Rasûle, ölümden çekinmeden.

O kadar fedakârlık yaptı ki o gün Talhâ, Böyle mertlik belki de, olmamıştır bir daha.

Küffârın tek gayesi, var idi Uhud günü, O da öldürmek idi, Allah’ın Rasûlü’nü.

O gün Hazret-i Talhâ, kılıncını çekerek, Rasûlün etrafında, savaşırdı, dönerek.

Bir sağa bir de sola, bir arkaya bir öne, Nerden hücum gelirse, koşuyordu o yöne.

Rasûlü’n vücuduna, bir zarar gelir diye, Eli, ayağı titrer, düşerdi, endişeye.

Korumak maksadıyla Allah’ın Habibini, O gün Rasûlullah’a kalkan yaptı kendini.

Ashabdan Sâd der ki “O gün her anında,

Hep Talhâ’yı görürdük, Peygamberin yanında.”

Rasûl de buyurdu ki, “Uhud günü devamlı, Sağ yanımda Cebrail, solumda Talhâ vardı.”

Çok keskin nişancı, vardı ki müşriklerden, Rasûlü nişan alıp, bir ok attı ilerden.

Tam isabet ederken, o ok Rasûlullah’a, Karşı tuttu elini, o oka hemen Talhâ.

Ok eline çarptı ve paramparça oldu hep, Rasûle muhabbeti, bunu yaptıran sebep.

Delik deşik olmuştu vücudunun her yeri, Buna rağmen küffardan korurdu Peygamberi.

O gün altmışdan fazla, derin yara almıştı. Kan kaybı sebebiyle, çok takatsiz kalmıştı.

Bayılıp düştü yere, gördü bunu Peygamber, Buyurdu ki; “Talha’ya yardım et ya Ebubekir!”

Onun yardımı ile, açar açmaz gözünü, Sual etti ilk önce Allah’ın Rasûlü’nü.

Hayatta olduğunu öğrenince bu sefer,

Dedi ki: “Öyle ise, gam değil başka dertler.”

Rasûlullah yaklaşıp, mübarek elleriyle, Talhâ’nın bedenini, meshetti tamamıyle.

Ve sonra yalvardı ki, Alahü Teâlâ’ya;

“Ya Rabbi, yeniden güç kuvvet ver Talha’ya”

O anda sapa sağlam, kalkdı hemen yerinden, Mızrağını alarak, cenge girdi yeniden.

O sırada bir kâfir saldırdı Peygambere, Talha da karşı koyup, kâfiri yıktı yere.

Lakin yara sayısı yetmiş beşi bulmuştu, Uylukları kılıçla param parça olmuştu.

Allah’ın Rasûlü de çok yorgundu o anda, Yaralıydı darbe, vurmuşlardı, ona da.

Harpten sonra Rasûlü, Talha alıp sırtına, Çıkardı, yorgun argın, Uhud kayalığına.

Onun yardımlarına, çok sevindi peygamber, Ve ona “Talhatü’l-hayr” lakabını verdiler.

Kaynak: Sâdık Dânâ, İslam Kahramanları 1, Erkam Yayınları