Sedefkar Mehmet Ağa Kimdir?

KİM KİMDİR?

Sultan Ahmet Camii Mimarı Sedefkâr Mehmet Ağa kimdir? Sedefkâr Mehmet Ağa ne zaman ve nerede doğdu? Hangi Osmanlı padişahı döneminde yaşamıştır? Tarihe nadide bir eser olarak Sultan Ahmet Camii'ni bırakan mimar Sedefkâr Mehmet Ağa hakkında kısaca bilgiler...

Kanûnî Sultan Süleyman zamanında 970 (1562-63) yılında Rumeli’den devşirme olarak getirilmiştir. Doğum yeri ve tarihi hakkında bilgi yoktur. Kalkandelenli olduğunu ileri sürenlerin yanında Arnavutluk / İlbasanlı olduğu daha kuvvetli bir ihtimal olarak kabul görmektedir. Mimarbaşı olmadan önce 1006’da (1597-98) su nâzırı olarak sekiz yıl görev yapan Mehmed Ağa, 8 Cemâziyelâhir 1015 (11 Ekim 1606) tarihinde mimarbaşılık görevine tayin edildi. Bu görevini hangi yıla kadar devam ettirdiği de kesin olarak bilinmemektedir.

Hüseyin Ayvansarâyî, Vefeyât-ı Selâtîn adlı eserinde Mehmed Ağa’nın Sultan Ahmed Camii’nin inşaasını tamamladıktan sonra padişahın emriyle vezirlik pâyesi aldığını ve 1027 (1618) yılında vefat ederek Üsküdar’da defnedildiğini belirtmektedir. Başka kaynaklar tarafından desteklenmeyen bu bilgiyi bazı araştırmacılar ihtiyatla karşılamaktadır. Evliya Çelebi ve Ekrem Hakkı Ayverdi, Arnavutluk’ta (İlbasan) Mimar Mehmed Ağa’nın bazı yapılarından bahsetmekte, Evliya Çelebi 1046 (1636-37) tarihli çeşmelerden söz ederken Ekrem Hakkı Ayverdi cami, hamam ve çeşmelerinin olduğunu söylemektedir. Bu durumda Mehmed Ağa’nın görevden ayrıldıktan sonra doğum yeri olan bu şehirde kendi adına eserler meydana getirdiği düşünülmektedir.

Mehmed Ağa’nın ardından yerine geçtiği kabul edilen Mimar Ali Çelebi’nin göreve geliş tarihi tartışmalı olup 1027 (1618) veya 1031 (1622) olarak gösterilmekte, Mimar Ömer Ağa’nın da 1030 (1621) yılında görevde olduğu belirtilmektedir. Fakat 1032’de (1623) Mimar Mehmed’in Mimar Süleymanoğlu Ebûbekir’i tayin ettiğini söyleyenler de vardır. Mehmed Ağa’nın son dönemiyle araştırmacıların bu dönem için belirttikleri mimarların görev tarihleri hakkında daha tutarlı bilgilere ihtiyaç vardır.

Mehmet Ağa'nın Nasıl Bir Karakteri Vardı?

Arkadaşı Câfer Çelebi’nin Risâle-i Mi‘mâriyye’de yazdığına göre Mehmed Ağa yumuşak huylu, alçak gönüllü, sağlam karakterli, dinine bağlı ve akıllı bir kişidir. Üstünlüklerini gizler, bunlarla övünmez, iyi kalpli ve cömert olup misafirlerini ağırlar, onlara hediyeler verirdi. Sadaka dağıtmayı çok sever, helâlinden sadaka vermek için sedef işleri yapar ve bunları sattırarak fakirlere dağıtırdı. Ayrıca devrin bilginleri, şeyhleri, sultanları ve vezirleriyle sohbet etmeyi severdi.

Mimar Sinan’ın yetiştirdiği önemli mimarlardan biri olan Mehmed Ağa’nın döneminde pek çok eser inşa edilmiştir. Sultan Ahmed Külliyesi, Kâbe’nin tamiratı, Üsküdar ve Samsun / Ladik’te Sultan I. Ahmed camileri, Beylerbeyi’nde İstavroz Mescidi, Üsküdar’da Kavak Sarayı Mescidi, Güngören’de (Vidos) Sultan II. Osman Camii, Sultan III. Mehmed Türbesi, Eyüp Sultan Türbesi önüne ilâve ve Sultan I. Ahmed Sebili, Alemdar, Tophane, Haydarpaşa, Üsküdar, Haliç’te eski Tersane Sarayı’nda ve Çatalca-Çorlu arasında eski Kınık (?) kasabasında Sultan I. Ahmed çeşmeleri, Galata’da Sultan II. Osman Çeşmesi, İbrâhim Paşa Sarayı’nda tamirat, İstavroz Sarayı’nda ilâveler, Tersane Sarayı’nda Has Oda Kasrı, Beşiktaş’ta ve Topkapı Sarayı’nda Sultan I. Ahmed kasırları, Topkapı Sarayı ve Edirne Sarayı’nda imar faaliyetleri, Edirne’de Ekmekçizâde Ahmed Paşa Köprüsü ve Kervansarayı, Uzunköprü‘de Sultan II. Murad Camii ve Köprüsü’nün tamiri, İstanbul Zindankapı dışında kendi adına bir çeşme, Arnavutluk / İlbasan’da kendi adına cami, hamam ve çeşmeler onun eserleridir.

Kaynak: Diyanet İslam Ansiklopedisi