Mazlum ve Mağdurlara Nasıl Davranılmalı?

MERHAMET

Mazlum ve mağdurlara nasıl davranılmalı? Peygamber Efendimiz mazlumlara nasıl davranırdı? Peygamberimiz’in bazı mağdur kesimlere muamelesi...

Bir toplumu oluşturan fertlerin maddî ve manevî konumları farklılık arz eder. İçtimaî yapı zengin fakir, genç yaşlı gibi muhtelif zümrelerden oluşur. Her toplumda korunmaya, desteğe ve özel ilgiye muhtaç insanlar bulunur. Allah Teâlâ muhtelif âyetlerde böyle kimseler hakkında bizleri açık bir uslupla uyarmaktadır.

“Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.” (en-Nisâ 4/36)

“Onlar, seve seve yiyeceği yoksula, yetime ve esire yedirirler.” (el-İnsân 76/8)

“Öyleyse sakın yetimi ezme! Sakın isteyeni azarlama!” (ed-Duhâ, 93/9-10)

“Gördün mü, o hesap ve ceza gününü yalanlayanı! İşte o, yetimi itip kakan, yoksula yedirmeyi özendirmeyen kimsedir.” (el-Mâûn 107/1-3)

Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz hiçbir ayırım yapmaksızın her kesimden insanla görüşmüş, bilhassa ihtiyaç sahiplerine yardım hususunda özel bir gayret sarf etmiştir. Nitekim yaşlılar, fakirler, yetimler, özürlüler, köleler ve cariyeler, iyi bir eğitimle topluma kazandırılması gereken çocuklar, ezilen ve istismar edilen kadınlar onun özel alâka ve himayesi sayesinde yaşanılabilir bir hayata kavuşmuşlardır. Dolayısıyla Hz. Peygamber’in söz konusu insanlara gösterdiği yakın ilgi ve bu husustaki tavsiyeleri günümüz insanı için de güzel bir örnek teşkil etmektedir.

Kaynak: Üsve-i Hasene 2, Erkam Yayınları