Eski Türklerde Kalın Ne Demek?

NE NEDİR?

Kalın nedir, ne anlama gelir? Eski Türklerde kalın ve kalının hukuki durumu.

Evlenme öncesinde erkek evi, kız evine veya akrabasına bir miktar mal verir ki buna “kalın” denilir.

ESKİ TÜRKLERDE KALIN NEDİR?

Kalın eski Türk hukukunda evlenecek erkeğin kız tarafına verdiği mal veya para demektir. Yakutlar’da bu kelime kalıng olarak geçmekte ve miktarı ödemede bulunan tarafın malî durumuna göre değişmektedir.

Kalının dört kısma ayrıldığı görülür.

  1. Kara mal. Kızın babasına verilen kalın; genellikle baba bunu kızının çeyizini hazırlamak için kullanır.
  2. Yelü. Erkeğin nişanlısını ilk ziyaretinde verdiği hediye.
  3. Tüy mal. Miktarı 20-60 at arasında değişen ve düğün masraflarını karşılamak üzere verilen mal.
  4. Süt hakkı. Kızın anasına nişanlı erkek tarafından verilen hediye. Erkek tarafının üstlendiği bu masraflar karşılığında kız tarafı da Orta Asya Türkleri’nin koşantı, Yakutlar’ın ise engne dedikleri çeyiz hazırlama masrafını üstlenir.

Sosyal ve hukukî bir kurum olarak karşımıza çıkan kalının hukukî yönü tartışmalıdır. Bir görüşe göre eski Türkler’de de evlenme akdi bir satış akdi gibidir ve kalın bir satış bedelidir. İkinci görüşe göre kalın kızın terbiye masraflarına bir iştiraktir. Bunun karşılığında kız tarafı da çeyiz vererek erkek tarafının ev kurma masraflarına katılır. Üçüncü bir görüşe göre ise ebeveyn evlenme akdi ile kız üzerindeki velâyet haklarını kocaya devretmektedir. İşte kalın bu devir karşılığında alınmaktadır.

Eski Türkler’de kalının miktarının ve ödeme şartlarının evlenme teklifine olumlu cevap verildiği sırada belirlendiği ve ancak kalının tamamının ödenmesinden sonra düğünün yapıldığı görülmektedir. Nişan kalının teslim edilmesinden önce bozulursa erkeğin herhangi bir yükümlülüğü yoktur; teslimden sonra bozulursa nişanın kızın ailesi tarafından bozulması durumunda kalın iade edilir, böyle bir durum yoksa iade söz konusu değildir. Aynı şekilde nişanın ölüm gibi bir sebeple tarafların iradesi dışında bozulması halinde de kalının yine iade edilmesi gerekir.

Türkler’in Müslümanlığı kabul etmelerinden sonra kalın bu isimle veya başlık adı altında sosyal bir kurum olarak devam etmiştir. Bu dönemde evlenecek erkeğin bizzat evlendiği kadına ödemekle yükümlü olduğu mehir uygulaması ise İslâm hukukunun koyduğu bir yükümlülük olarak karşımıza çıkar.

Kaynak: DİA