İslam’da Şarkı Söylemek ve Dinlemek Caiz midir?

Sorularla İslam

İslâm dini şarkı ve türkü söylemek veya bunları dinlemek konusunda nasıl bir ölçü getirmiştir? Açık bir yasaklama var mıdır? Yoksa «zarar» durumuna göre mi ele alınmıştır?

Hz. Peygamber bazı bayram günlerinde veya düğün cemiyetlerinde genç cariyelerin kendi arasında söyledikleri şarkılara izin vermiştir. Hz. Âişe’nin bir düğün cemiyetinden dönüşünde «şarkıcı cariye ne demeliydi?» sorusuna Allâh’ın elçisi şöyle cevap vermiştir: «Size geldik, size geldik, Allah bize de size de hayat versin. Kızıl altın olmasaydı, bâdiyenize kervanlar konaklamazdı. Sarı buğday olmasaydı, bakireleriniz gelişmezdi.»[1]

İSLAM’DA ŞİİR VE ŞARKI CAİZ MİDİR?

İslâm’da şiir ile şarkı aynı nitelikte görülmüştür. Eğer bunlar şehveti tahrik edip meşrû olmayan şeylere sevk eder veya bir zâlimi ya da belirli bir kadını över ve müstehcen ifadeler taşırsa bunların söylenmesi de dinlenmesi de caiz olmaz. Bu konuda İbn Âbidin (ö. 1252/1836) şöyle demiştir: «Haram olan şarkı (teganni) bir erkeğin veya bir kadının heyecan uyandıran niteliklerini anlatan şarkı türü sözcüklerle, Müslüman veya zimmîyi (ehl-i kitaptan olan tabea) hicveden sözlerdir»[2].

Sonuç olarak mü’minin çok özel günlerde karşılaştığı nezih şarkı dışında günlük hayatta meşrû sözcükleri taşısa bile uzun süre şarkı - türkü dinlemeye vakti yoktur. Kur’ân okuma, ilahî, kaside vb. yanında yüce Allâh’ı zikir ve teşbih ona yeterlidir. Âyette; «Dikkat et, kalbler ancak Allâh’ın zikri ile huzur bulur.»[3] buyurulmuştur.

Dipnotlar:

[1]. İbn Mâce, Nikâh, 21; a.b. Hanbel, IV, 78. [2]. İbn Âbidin, Reddü’l-Muhtar, V, 305; İbnü’l-Hümâm, age, VI, 35, 36. [3]. Ra’d, 13/28.

Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle Aile İlmihali, Erkam Yayınları