İslam’da Evlâtlık Edinmek veya Başkasına Ait Bir Çocuğu Kendi Üzerine Tescil Ettirmek Caiz midir?

Sorularla İslam

Günümüzde çocuksuz olan kimi aileler «evlatlık» olarak, kimileri de Almanya’da işçi olarak çalışırken “Çocuk zammından» yararlanabilmek için bir hısımının çocuğunu kendi üzerine tescil ettirmektedir. Bunların İslâm’a göre sakıncası var mıdır?

İslâm’dan önce Arap toplumu akıl, zekâ ve cesareti hoşuna giden çocuğu evlat edinip yanına alır ve toplum da onu kendisine nisbet ederdi. Böylece yabancı bir çocuğun mirasçı olması sağlanır, gerçek mirasçı ise ya mahrum edilir, ya da miras payı eksilirdi. Hatta Allâh’ın Rasûlü de Zeyd b. Hârise’yi evlat edinmişti. Toplum Zeyd’i «Muhammed’in oğlu Zeyd» diye adlandırmıştı. Ancak evlatlık müessesesi şu âyetle kaldırıldı: «Onları kendi babalarına nisbetle çağırın. Bu, Allah nezdinde daha doğrudur. Eğer babalarını bilmiyorsanız, onlar sizin dinde kardeşleriniz ve dostlarınızdır.»[1]

Cahiliye döneminde evlatlık; nesep, evlenme, boşanma, miras ve sıhrî hısımlık gibi konularda öz çocuk gibi kabul edilirdi. Bu yüzden evlatlığın dul kalan eşi ile de evlat edinen erkek evlenemezdi. İşte Hz. Peygamber’in evlatlığı Zeyd b. Hârise de Zeynep binti Cahş ile evlenmiş, ancak mutlu olamamışlardı. Hz. Peygamber’in Zeyd’e sabır tavsiye etmesine rağmen sonunda Zeyd, Zeyneb’i boşadı. Bundan sonra evlatlık lağvedildiği için bunu belirleyecek bir uygulama örneği olarak Hz. Peygamberle Zeynep evlendiler. Allah Teâlâ bu evliliği şöyle bildirir: «Madem ki Zeyd eşiyle ilgisini kesti; biz, onu seninle evlendirdik ki, evlâtlıkları eşleriyle ilgilerini kestiklerinde onlarla evlenmek konusunda mü’minlere bir sorumluluk olmadığı bilinsin.»[2]

Hangi amaçla olursa olsun bir çocuğun gerçek anne-babası dışında bir yabancı erkek veya kadın üzerine tescil edilmesi bir takım haksızlıklara yol açar. Bu yüzden başkasına nesep iddiası aleyhinde şiddet ifade eden hadisler varid olmuştur. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: «Bir kadın, kendilerinden olmayan kimseyi bir aileye sokarsa, Allah’tan bir şey bulamaz. Allah onu cennetine sokmaz. Bir erkek de çocuğa bakar olduğu halde onun nesebini inkâr ederse, Allah onunla kendi arasına perde koyar ve onu kıyamete kadar öncekilerin ve sonrakilerin önünde rezil ve rüsvay eder.»[3] «Bilerek, babasından başkasına nesep iddiasında bulunan kimseye cennet haramdır.»[4]

BAŞKASINA AİT ÇOCUĞU ÜZERİNE TESCİL ETTİRMENİN SAKINCASI VAR MIDIR?

Buna göre, Almanya’da sırf çocuk zammı alabilmek için başkasına ait çocuğu kendi üzerine tescil ettirmek şu bakımlardan sakınca doğurur.

a) Başkasının çocuğunu yalan yere kendi üzerine tescil ettirmek, kişiyi yukarıda zikrettiğimiz hadislerin muhatabı kılar.

b) Mirasçı olmayanı mirasçı yapmak veya mirasçının payının eksilmesine yol açmak miras hükümleri ile çelişir.

c) Anlaşma ile gidilen yabancı ülkede çalışarak hile ile onların malını almak caiz olmaz. Çünkü küfür ehli bile olsa yabancı bir ülkede “çalma” veya “hile” yoluyla onların malını almak caiz değildir.[5]

Dipnotlar:

[1]. Ahzâb, 33/5; bk. 33/4. [2]. Ahzâb, 33/38. [3]. Ebû Dâvûd, Talâk, 29; Nesâî, Talâk, 47; Dârimî, Nikâh, 42. [4]. Buhârî, Menâkıb, 5, Ferâiz, 29; Müslim, Îman, 112, 114, 115; Tirmizî, Vesâyâ, 5. [5]. İbnü’l-Hümam, Fethu’l-Kadir, I, 541.

Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle Aile İlmihali, Erkam Yayınları