Hz. Âdem (a.s.) Nasıl Yaratıldı?

İMAN

İlk insan Âdem Aleyhisselâm nasıl yaratılmıştır? Kur’ân-ı Kerîm’e göre ilk insan; Hz. Âdem’in (a.s.) yaratılışı.

Yüce Allah Âdem Aleyhisselâm’ı topraktan yaratmış ve ona ruhundan üfleyerek can vermiştir. Böylece insan fizik varlığı ile dünya hayatına, ruh yönüyle ise mânâ âlemine uyum sağlayabilecek bir güce sahip kılınmıştır. Kendisine verilen akıl, irade, hafıza, sabır, gazap gibi duygu ve yeteneklerle yüce Allâh’ın özel önem verdiği bir varlık olmuştur.

KUR’AN’DA İLK İNSAN

Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’de Yüce Allâh’ın ilk insan tasarımı şöyle açıklanır:

“Bir zamanlar, Rabbin meleklere: “Ben yeryüzünde bir halîfe yaratacağım” demişti. Melekler: “Orada bozgunculuk yapacak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksın?. Oysa biz seni överek tesbih ediyor ve bütün eksik sıfatlardan tenzih ediyoruz” dediler. Allah da onlara: “Şüphesiz ki ben sizin bilmediklerinizi bilirim” dedi.”[1]

Âyetteki “halîfe” sözcüğü hilâfet kökünden ism-i fâil olup, sonundaki bitişik “te” harfi, anlamı güçlendirmek için eklenmiştir. Halîfe; başkasının yerini tutarak ve onu temsil etmek üzere görev üstlenen kimse demektir.[2] Hz. Peygamberden sonra gelen ve O’nun adına İslâm toplumunu yöneten devlet başkanlarına da bu unvan verilmiştir.

Bu kadar geniş yetkilerle donatılan insan varlığı için meleklerden saygı secdesi istenmesi İblis’in kıskançlığına yol açmıştır. Kur’ân-ı Kerîm’de bu durum şöyle anlatılır:

“Meleklere, “Âdem’e secde edin” demiştik. Hemen secde ettiler. Yalnız İblis diretti, böbürlendi ve nankörlerden oldu.”[3]

İBLİS’İN HZ. ÂDEM’E (A.S.) SECDE ETMEYİŞİNİN SEBEBİ

İblis, Allahü Teâlâ’nın “Âdem’e secde etmeyişinin sebebi nedir?” sorusuna şu cevabı vermiştir:

“İblis dedi: Ben Âdem’den daha üstünüm. Çünkü beni ateşten Âdem’i ise çamurdan yarattın.”[4] Burada şeytanın karşılaştırması yalnız ateşle çamur arasında yapıldığı için yanılgı olmuştur. Çünkü şeytan: “Onu düzenleyip insan şeklini verdiğim ve ona ruhumdan üflediğim zaman (hemen ona secdeye kapanın)” [5] âyetinde bildirilen ruh unsuru ile; “Ben yeryüzünde bir halîfe yaratacağım” [6] âyetindeki, insan için öngörülen yüksek gayeleri dikkate almamıştır.

Böylece daha önce melekler arasında seçkin bir yeri ve evrenle ilgili geniş bilgisi olan İblis, büyüklük taslaması sonucunda cennetten ve ilâhi rahmetten kovulmuştur.[7]

HZ. ÂDEM’İN (A.S.) YARATILIŞI İLE İLGİLİ AYETLER

İnsanın ruh dışında iki unsuru, toprak ve sudur. Allahü Teâlâ yaratılışla ilgili olarak şöyle buyurur:

“Andolsun biz insanı çamurdan, bir süzmeden yarattık. Sonra onu bir nutfe (sperm) olarak sağlam bir karar yerine koyduk. Sonra nutfeyi alaka (embriyo) ya çevirdik. Alakayı (embriyo) bir çiğnemlik ete çevirdik, bir çiğnemlik eti kemiklere çevirdik, kemiklere et giydirdik. Sonra onu bambaşka bir yaratık yaptık. Yaratanların en güzeli Allah, ne yücedir.”[8]

“Sizi topraktan yaratmış olması onun âyetlerindendir. Sonra siz (her tarafa) yayılır bir beşer oldunuz.”[9]

Yeryüzünün 3/4’ü su ile kaplıdır. İnsan vücudunun da %75’i sudur. Her canlının topraktan sonraki en önemli temel taşı su, yani “H2O”dur. Yüce Allah şöyle buyurur: “Allah her canlıyı sudan yaratmıştır. İşte bunlardan kimi karnı üstünde yürüyor, kimi iki ayağı üstünde, kimi de dört ayağı üzerinde yürüyor. Allah ne dilerse yaratır. Çünkü Allâh’ın herşeye gücü yeter.” [10] Ve O, sudan bir insan yarattı ve onu nesep ve evlenme yoluyla meydana gelecek bağlarla bağlı kıldı. Senin Rabbının herşeye gücü yeter.” [11]

Çeşitli âyetlerde Hz. Âdem’in hamurunda kullanılan toprağın niteliklerine ve geçirdiği değişimlere işaret edilir. Sırasıyla toprak (türab), çamur (tîn), yapışkan çamur (tîn-ı lâzib), şekil verilmiş çamur (hamein mesnûn) ve kuru çamur (salsal) bunlar arasında sayılabilir.[12]

Dipnotlar:

[1] Bakara, 2/30. [2] Kettânî, et-Terûtibu’l-İdâriyye, I, 2; Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’ân Dili, İstanbul, ty, I. 259; İsfehânî, el-Müfredât fî Garîbi’l-Kur’ân, İstanbul 1986, s. 223; bk. En’âm, 6/135. [3] Bakara, 2/34; bk. A’râf, 7/11; Hicr, 15/31. [4] A’râf, 7/12; bk. Hicr, 15/33. [5] Hicr, 15/29. [6] Bakara, 2/30. [7] A’râf, 7/13; Hicr, 15/34, 35. [8] Mü’minûn, 23/12-14. [9] er-Rûm, 30/20. [10] Nûr, 24/45. [11] Furkan, 25/54. [12] bk. Hûd, 11/61; Tâhâ, 20/55; Nûh, 71/18; Secde, 32/7; Furkan, 25, 54; Nûr, 24/45; Mü’minûn, 23/12; Sâffât, 37/11, Hicr., 15/26-28; Rahmân, 55/14.

Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle Aile İlmihali, Erkam Yayınları