Hz. Abdullah Dehlevî’nin Sözleri

Abidevi Şahsiyetler

Abdullah Dehlevi Hazretleri’den bazı hikmetli sözler.

Abdullah Dehlevî Hazretleri’nin hikmetli sözlerinden bazıları.

“Dâimâ istiğfâr üzere, hep suçlu ve mahcup, sürekli kırık kalpli olmak, bu işin hiç şaşmayan, en doğru ifâdesidir.”[1]

“…Yazıklar olsun, binlerle yazıklar olsun! Cihan bağına gül toplamak için geldik, ama diken hamallığı yapıyoruz.

Yazıklar olsun, binlerce yazıklar olsun ki sıhhat, âfiyet, rahatlık ve birçok imkânlar verildiği hâlde hepsinin şükründe kusur ettik.

Eyvahlar, binlerce eyvahlar olsun ki, bize Kur’ân-ı Kerîm ve Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz gibi iki muazzam nîmet lûtfedildiği hâlde onlara da lâyıkıyla şükredemedik. Hâlbuki şükre şâyan en büyük nîmetler bunlardı…”[2]

“Mürîdin riyâzatla olan terakkîsi, hizmet sebebiyle olan terakkîsinin yüzde biri bile olamaz. Bu kadar senelik iş, hizmetle bir anda müyesser olur. Hizmet, mü’mini ilâhî lûtuflara nâil eyler.”[3]

“Faydasız sözler konuşmak ve gıybet etmek, orucun sevâbını giderir. Gıybet, ibâdetlerin sevâbını yok eder. Gıybetten sakınmak vâcibdir. Zahmet çekerek, sıkıntılara katlanarak ibâdet yapıp da, bunun sevâbını yok etmek, büyük bir akılsızlıktır. Ameller Allah Teâlâ’ya arz olunur. Gıybeti ve faydasız sözleri Rabbimiz’in huzûruna göndermemiz, edepten çok uzak bir davranıştır.”[4]

“Çok zikretmek gerekir. Zira çok zikretmeden kalp açılmaz. Zikirsiz, teveccühsüz ve Allah Teâlâ’ya muhtaç olduğunu düşünmeden bir an bile geçirilmemelidir. İnsanlar arasında ve onlarla görüşürken de kalben zikirde ve Rabbine karşı uyanık bulunmak îcâb eder. Hakk’ın feyzi nâgâh[5] gelir, lâkin âgâh[6] kalbe gelir![7]

Dipnotlar:

[1] Abdullah Dehlevî, Mekâtîb-i Şerîfe, s. 65, no: 65. [2] Abdullah Dehlevî, a.g.e, s. 158, no: 91. [3] Raûf Ahmed, Dürrü’l-Meârif, s. 68. [4] Abdullah Dehlevî, Mekâtîb-i Şerîfe, s. 107, no: 85. [5] Nâgâh: Ansızın, birdenbire. [6] Âgâh: Uyanık, haberdar, bilgili, ârif. [7] Abdullah Dehlevî, a.g.e, s. 135, no: 90.