Hırslı ve Cimri Kişilere Uyarı!

Cemiyet Hayatımız

İnfaktan kaçınan, hırslı ve cimri kişilere nasıl bir uyarı yapılıyor? Cömertlik ve fedakarlığı fazileti nedir?

Mevlânâ Hazretleri; infaktan kaçınan, hırslı ve cimri kişilere şöyle seslenir:

“Sonunda bütün bunları bırakıp gideceksin. Kendine gel de bir düşün. O zaman kimi çağıracaksın? Kimden yardım isteyeceksin? Şu anda O’nu çağır, O’ndan iste, geri kalanı bırak. Bırak da mânevî cihan mülküne vâris ol.”

Rabbimiz; o yardıma muhtaç günün, o abus ve korkunç günün sıkıntılarından kurtulmak için, îsarda bulunmanın bir çare olduğunu bildirmektedir.

Îsar, cömertliğin zirvesidir. Zîrâ cömertlik, malın fazlasından kendine lâzım olmayanı vermektir. Îsâr ise; muhtaç olduğu ve kendisine de lâzım olan bir şeyi, kendisinden koparıp verebilmektir.

Hazret-i Ali ve Fâtıma Vâlidemiz -radıyallâhu anhümâ- oruçlu idiler. Kapılarına peş peşe üç gün sırayla «fakir, yetim, esir» geldi. « لِلّٰه: Allah için!» diyerek bir şeyler istedi. Onlar da ellerindeki yegâne iftarlığı, kendileri aç oldukları hâlde, onlara verdiler ve su ile iftar ettiler.

Rivâyete göre onların bu fedâkârlığını ifade etmek üzere İnsan Sûresi’ndeki şu âyetler nâzil oldu:

“Onlar; kendileri de muhtaç oldukları hâlde, yiyeceklerini yoksula, yetime ve esire ikrâm ederler ve (sevaplarının eksilmemesi için de çok hassâsiyet gösterirler ve şöyle derler):

«–Biz size, sırf Allah rızâsı için ikrâm ediyoruz. Sizden ne bir karşılık ne de bir teşekkür bekliyoruz. Biz, çetin ve belâlı bir günde Rabbimiz’den (O’nun azâbına uğramaktan) korkuyoruz.»

Allah da onları, o günün fenalığından korur; yüzlerine nur, gönüllerine sürur bahşeder.” (el-İnsân, 8-11)

Hâsılı; son nefesle başlayan muazzam tehlikelerle dolu ebediyet yolculuğunun selâmetle geçmesi için; ibâdet ve tâate, güzel ahlâka sarılmak zarûrîdir. Bu yolculuğa hazırlanmak şarttır.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Yıl: 2018 Ay: Şubat Sayı: 157