Bu Zâtı Nasıl Bilirdiniz?

Osmanlı Tarihi

Osmanlı yönetimine sızmış masonlardan biri olan Ali Paşa’nın cür’etkâr hâinlikleri ve tâvizleri nedeniyle halkın ma‘şerî vicdânındaki yerini gösteren ibretlik hadise...

Reşit Paşa’nın yetiştirdiği Âlî Paşa, Avrupaî fikirlerin tesirinde kalmış Tanzimat sadrâzamlarındandır.

Reşit Paşa vâsıtasıyla mason olan Âlî Paşa, makam hırsına mağlûp bir kimsedir. Bu yüzden velînîmeti saydığı Reşit Paşa’ya dahî düşman olmuştur. Hattâ onunla yaptığı yarış sebebiyle gayrimüslim tebaaya daha geniş imtiyazlar vermiş ve Avrupa devletlerinin elçileri ile beraber hazırladığı 1856 tarihli Islahat Fermânı’nı yayınlamıştır. Böylece Tanzimat’tan sonra başlayan ve Osmanlı Devleti’nin başına büyük gâileler açan gayrimüslim bağımsızlık hareketlerinin hızlanmasına sebep olmak bir yana, âdeta yardımcı olmuştur.

HEM HAİN HEM CÜRETKAR

Âlî Paşa’nın bu derece ileri giden cür’etkâr hâinlikleri ve tâvizleri karşısında Fransız elçisi bile şaşırmış ve:

“–Osmanlı Devleti’nin bu kadar fedâkârlıkta bulunacağını ummuyorduk!” diye hayretini ifâde etmiştir.

Nitekim fermânın îlânından hemen sonra ortaya çıkan manzaralar çok korkunçtur. Öyle ki meydana gelen hâdiseler, Âlî Paşa’yı da fenâ hâlde sarsmıştır. Bu sarsıntı ile 1871 senesinde ölen Âlî Paşa’nın cenâze tezkiyesinde yaşanan şu hâdise, onun yaptığı sayısız menfî işlerin ve ihânetlerinin bâriz bir neticesidir:

BU ZATI NASIL BİLİRDİNİZ?

Yenikapı Mevlevî şeyhi Osman Efendi, Âlî Paşa’nın cenâzesi başında, mûtad olduğu vechile cemâate:

“–Bu zâtı nasıl bilirdiniz?” diye sordu.

Kimseden ses çıkmadı.

Tekrar sordu:

“–Bu zâtı nasıl bilirdiniz?”

Yine kimseden ses çıkmadı.

Nihâyet üçüncü defa tekrarlanan:

“–Bu zâtı nasıl bilirdiniz?” suâli de cevapsız kaldı ki, bu durum Âlî Paşa’nın halkın ma‘şerî vicdânındaki yerini göstermeye kâfîdir.

OSMANLI BÜYÜK BİR BELADAN KURTULDU

Ölümü üzerine Abdülazîz Hân’ın:

“–Allah devletimizi şu sıska herifin belâsından kurtardı!” demiş olduğu meşhurdur.

Onun yasaklara rağmen Bâbıâli’deki birçok mühim mevkie Hıristiyanları me’mur olarak alması dolayısıyla Cevdet Paşa şöyle demiştir:

“Öyle anlaşılıyor ki Âlî Paşa, ehl-i İslâm’dan dışişlerine âşinâ kimseler yetişirse, kendisine rakip olurlar diye korkmakta idi...”

Hayatında böylesine hak ve hakîkatten uzak yaşayan Âlî Paşa, ölümünden sonra kendisini hayırla yâd ettirecek bir tek eser bırakmamıştır.

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Âbide Şahsiyetleri ve Müesseseleriyle Osmanlı, Erkam Yayınları