Allah Teâlâ ile Baş Başa Yapılan Husûsî Bir Görüşme

İbadet Hayatımız

Namaz müncâttır, Allah Teâlâ ile baş başa yapılan husûsî bir görüşmedir. Bu sebeple namaz esnasında maddî ve mânevî temizliğe riayet etmek ve şuurlu davranmak lâzımdır.

Enes (r.a) şöyle buyurur:

“Nebiyy-i Ekrem (s.a.v) bir gün kıble duvarında tükürük gördüler. Bu, kendilerine o kadar giran geldi ki, üzüldükleri mübârek yüzlerinden belli oldu. Kalktılar ve mübârek elleriyle onu kazıyıp temizlediler. Sonra şöyle buyurdular:

«‒Her biriniz namaza durduğunda Rabbine münâcâtta bulunur. Rabbi kendisiyle kıblesi arasındadır. O halde hiçbiriniz kıblesine karşı tükürmesin! Mecbur kaldığında ya sol tarafına, ya (sol) ayağının altına tükürsün!»

Sonra elbiselerinin ucunu tuttular, içine tükürüp dürdüler ve:

«‒Veya böyle yapsın!» buyurdular.” (Buhârî, Salât, 33)

Ebû Hüreyre ile Ebû Saîd de aynı hadîsi rivâyet etmişlerdir. Ancak onların rivâyetinde;

“Sağ tarafına da tükürmesin!” ziyâdesi vardır. (Buhârî, Salât, 34)

O dönemde mescidlerde halı, kilim ve benzeri yaygılar bulunmayıp zemin kumla kaplı idi. Bu sebeple İslâm’a yeni giren insanların zaman zaman buralara tükürdüğü oluyordu. Toprak zemine tükürmek mecburiyetinde kalındığında sol tarafa tükürüp hemen onu ayakla örterek ortadan kaldırmak gerekir.

O esnada yanında mendil olmadığı için Rasûlullah (s.a.v) elbisesinin ucuna tükürmüşlerdi. Böyle yapmak, yere tükürmekten daha hafif bir şeydir. Zira bunun zararı başkasına değil, tükürmek mecburiyetinde kalan kişinin kendisinedir. Ama kişinin yanında mendili olursa ona tükürmesi daha doğru olur.

Kaynak: Dr. Murat Kaya, Mescid-i Nebevi'den 111 Hatıra, Erkam Yayınları