Zümer Suresi 10. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kuran Meali ve Tefsiri

Zümer Suresi 10. ayeti ne anlatıyor? Zümer Suresi 10. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Zümer Suresi 10. Ayetinin Arapçası:

قُلْ يَا عِبَادِ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اتَّقُوا رَبَّكُمْۜ لِلَّذ۪ينَ اَحْسَنُوا ف۪ي هٰذِهِ الدُّنْيَا حَسَنَةٌۜ وَاَرْضُ اللّٰهِ وَاسِعَةٌۜ اِنَّمَا يُوَفَّى الصَّابِرُونَ اَجْرَهُمْ بِغَيْرِ حِسَابٍ

Zümer Suresi 10. Ayetinin Meali (Anlamı):

Rasûlüm! Benden naklen onlara şunu söyle: “Ey iman eden kullarım! Gönlünüz Allah korkusu ve saygısıyla dopdolu olarak Rabbinize karşı gelmekten sakının! Bu dünyada samimi davranıp iyi işler yapanlara dünyada da âhirette de güzel bir karşılık vardır. Allah’ın arzı geniştir. Ancak hakkiyle sabredenlere mükâfatları hesapsız bir tarzda ödenecektir.”

Zümer Suresi 10. Ayetinin Tefsiri:

Mü’minin dünyadaki en mühim vazifesi, Rabbine karşı gelmekten sakınarak O’nun gönderdiği hükümler istikâmetinde bir kulluk yapmasıdır. Kötülüğün her çeşidinden uzaklaşıp dürüst olması ve faziletli davranışlar sergilemesidir. Böyle davrandığı takdirde Allah Teâlâ ona hem dünyada başarı, huzur ve mutluluk gibi güzellikler verecek, hem de âhirette cenneti ihsan edecektir. Ancak mü’min, içinde doğup büyüdüğü vatanında her zaman Allah’ın dinini hakkiyle yaşama imkânı bulamayabilir. Eğer içinde bulunduğu şartlar onu müslümanca yaşamaktan alıkoyup üstelik kötülük ve günahlara sürüklüyorsa, gerektiğinde, içinde yaşadığı ülkeyi, toplumu, arkadaş çevresini ve alışkanlıklarını terk ederek İslâm’ı yaşayabileceği yepyeni bir hayata geçiş yapmalı, yani Allah yolunda hicret etmelidir. Çünkü Allah’ın arzı geniştir. Günahlardan uzaklaşarak Allah’a sığınma ve O’na kulluk yapma imkânı her zaman ve her yerde bulmak mümkündür. Yalnız böyle bir fedakârlıkta bulunmak, bir kısım sıkıntılara karşı sabrı gerektirir. Ancak bu sabrı gösterebilenler, hesabı ve sınırı olmayan bir mükâfata nâil olabilirler.

Hikmet ehli zatlar şöyle demişlerdir:

“Sabr ile dostun olur düşmanlar.

Sabr ile beraber rehber olur rehzenler.

Sabr esmâ-yı ilâhîdir.

Hikmet-i nâ-mütenâhîdir.

İlm ü hikmette şekerler yediler.

Sabra «Miftâh-ı ferectir» dediler.”[1]

Bu hususta en güzel örnek şüphesiz ki Allah Resûlü (s.a.s.)’dir. Onun vazifesi sadece dini tebliğ etmek değil, aynı zamanda tebliğ ettiği esaslara uygun olarak yaşayıp insanlara örnek olmaktır:

[1] Rehzen: Yol kesen, haydut. Nâ-mütenâhî: Sonsuz. Miftâh-ı ferec: Kurtuluş anahtarı.

Zümer Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Zümer Suresi 10. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...