Zuhruf Suresi 29. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Zuhruf Suresi 29. ayeti ne anlatıyor? Zuhruf Suresi 29. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Zuhruf Suresi 29. Ayetinin Arapçası:
بَلْ مَتَّعْتُ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ وَاٰبَٓاءَهُمْ حَتّٰى جَٓاءَهُمُ الْحَقُّ وَرَسُولٌ مُب۪ينٌ
Zuhruf Suresi 29. Ayetinin Meali (Anlamı):
Doğrusu ben hem bunları hem de atalarını yıllarca nimetler içinde yaşattım; sonunda onlara Kur’an ve apaçık bir Peygamber geldi.
Zuhruf Suresi 29. Ayetinin Tefsiri:
Cenâb-ı Hak, Kur’an’ın ilk muhatap kitlesi olan Mekkelilere olan ihsanını hatırlatıyor. İstese onları da babalarını da hiç yaratmaz, nimet vermez ve yaşatmazdı. Halbuki böyle yapmayıp onlara bol bol ihsanlarda bulunmuş, ta Kur’an ve Peygamber gelinceye kadar yaşatmıştır. Maddi nimetler yanında onlara bir de böyle büyük bir mânevî nimet göndermiştir. Bu büyük nimete ve ebedi devlete dört elle sarılmaları gerekirken, gerçek hiç de öyle olmadı. Kur’an’a sihir dediler; onu şiddetle red ve inkâr ettiler. Kendilerine dünya ve âhiret şerefini bahşedecek o nimetin kadrini bilemediler. Bahaneleri ise örümcek ağı kadar basit, pamuk ipliği kadar zayıftı: Niçin Kur’an Mekke’de yetim olarak fakir bir ailede büyümüş, maddi imkânları mahdut olan Hz. Muhammed (s.a.s.)’e verilmişti:
Zuhruf Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Zuhruf Suresi 29. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...