Yunus Suresi 95. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Yunus Suresi 95. ayeti ne anlatıyor? Yunus Suresi 95. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Yunus Suresi 95. Ayetinin Arapçası:
وَلَا تَكُونَنَّ مِنَ الَّذ۪ينَ كَذَّبُوا بِاٰيَاتِ اللّٰهِ فَتَكُونَ مِنَ الْخَاسِر۪ينَ
Yunus Suresi 95. Ayetinin Meali (Anlamı):
Yine sakın Allah’ın âyetlerini yalanlayanlardan da olma; yoksa hüsrâna uğrayanlardan olursun!
Yunus Suresi 95. Ayetinin Tefsiri:
Bu
âyetler, Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’in kendisine gelen vahiy ve anlatılan
kıssalar hususunda herhangi bir şüphe taşıdığı gibi bir imada bulunuyor
değildir. Bu âyetler, bundan önce ve sonra gelen âyetler ve içinde bulundukları
metin açısından ele alındığı zaman, mâna ve maksatlarının açık olduğu
anlaşılacaktır. Şöyle ki:
Resûl-i
Ekrem (s.a.s.), müşriklerin alayları, inkârları, kendisine ve mü’minlere karşı
işkenceye varan kötü muameleleri karşısında bunalıyordu. Vahiy nedir bilmeyen,
risâletten habersiz, bütün güçleriyle dünyaya ve maddeye kilitlenmiş insanlara,
fizik ötesi âlemden, vahiyden, beş duyunun algı sahası gibi hayal ve tasavvurun
alanına da girmeyen Allah ile münâsebetten bahsediyordu. Ayrıca haklarında
hiçbir şey okumadığı, ihtimal o güne kadar da hiçbir şey duymadığı asırlarca
önce geçmiş hâdiselerden ve mûcizelerden haber veriyordu. Bütün bu bahisler
karşısında muhatapların nasıl bir tavır takınacağı ortadadır. Daha henüz çok az
sayıda insanın kendisine inandığı bir zamanda böyle konulardan bahsetmek, çok
güçlü müşriklere meydan okumak ve “gelecek bize aittir” demek kolay değildi.
Ama o, bütün bunları dâvasına olan sonsuz güven ve itimat içinde söylüyordu.
Tabi bu söylediklerine yanındaki mü’minlerin de tam olarak inanması
gerekiyordu. Onlar ayrıca sabır ve tahammül konusunda takviye istiyorlardı. Böylesi
zor şartlar içinde Cenâb-ı Hak, vahiy, risâlet ve anlatılan kıssalar konusunda
Efendimiz (s.a.s.)’e hitap ederken, esasen mü’minleri teselli ve takviye
etmekteydi. İnancında zerre kadar şüphesi olmadığı açık ve olması da mümkün
bulunmayan bir Peygamber’e böyle hitap etmekle, mü’minleri en ufak bir şüphe
duymanın yanlışlığı konusunda uyarmaktaydı. (Ünal, s. 469-470)
Bu
âyetlerde muhatap alınan kişinin Peygamberimiz değil, genel mânada insan olması
da muhtemeldir. Buna göre şüphesi olan herkese hitap edilmekte, bu şüphesini
izâle için işin doğrusunu bilenlere müracaat etmeleri istenmektedir. Nitekim
âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:
“Bilmiyorsanız,
bilenlere sorun!” (Enbiyâ 21/7)
Bununla birlikte:
Yunus Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Yunus Suresi 95. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...