Yeminin Çeşitleri Nelerdir?

Sorularla İslam

Yemin-i gamûs, yemin-i mun’akide nedir? Yeminin kefareti nedir, nasıl ödenir? İslam dininde yeminin çeşitleri şunlardır...

Yemin üç çeşittir:

YEMİNİN ÇEŞİTLERİ

  1. Yemin-i Gamûs: Geçmiş veya şimdiki zamana ait bir iş üzerine bilerek yalan yere yemin etmektir. Bu yemin, sahibini günaha daldırdığı için bu adı almıştır. Böyle bir yemin büyük günahtır.

Bu çeşit yemin için keffaret yoktur. Çünkü bunun günahı keffaretle affolunmaz. Tevbe ve istiğfar edilmesi gerekir. Şayet bu yemin ile bir başkasının hakkı elinden alınmış ise bu hak sahibine geri verildikten ve ondan helallik alındıktan sonra Allah’tan af dilemek gerekir.

  1. Yemin-i Mun’akide: Geleceğe ait bir şeyi yapmak veya yapmamak üzere yapılan yemindir. “Vallahi şu işi yapmayacağım” veya “Vallahi şu işi yapacağım” gibi. Bu çeşit yemin, yerine getirilmezse keffaret gerekir. Yapılması veya yapılmaması yemin edilen işin, farz, vacib, günah veya mübah olması arasında, keffaret ödenmesi açısından bir fark yoktur.

Ancak, “Vallahi bugün öğle namazını kılacağım” gibi farz olan bir işi yapmaya veya, “vallahi bundan böyle içki içmeyeceğim” gibi haram olan bir şeyi yapmamaya yemin eden kimsenin bu yeminini bozmaması gerekir. Nitekim Peygamberimiz,

“Kim Allah’a itaat etmeyi nezrederse (adayacak olursa, sözünde dursun ve) Allah’a itaat etsin.” “Kim de, Allah’a karşı gelmeyi adarsa ona karşı gelmesin.” (Buhârî, “Eyman”, 38.) buyurmuştur.

Şayet “Vallahi Ramazan ayında oruç tutmayacağım”, veya “vallahi içki içeceğim” gibi dinen yapılması gerekli bir görevi terk etmeye veya günah olan bir işi yapmaya yemin ederse, hemen yeminini bozup keffaret vermesi gerekir. Çünkü böyle yemin yapmak günahtır. Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır:

“Her kim bir şeye yemin eder de başkasını ondan daha hayırlı görürse, hemen o hayırlı işi yapsın, yeminini bozduğu için de keffaret versin.” (Müslim, “Eyman”, 3.)

Eğer, “Vallahi nafile namaz kılmayacağım, vallahi hasta ziyaretine gitmeyeceğim” gibi mendub olan bir işi yapmamaya veya “namaz kılarken sağa sola bakacağım” gibi mekruh olan işi yapmaya yemin ederse, uygun olan mendub olan işi yapması ve mekruh olan işi yapmamak suretiyle yeminini bozup keffaret vermesidir.

Şayet, “Vallahi şu eve girmeyeceğim. Vallahi şu yemeği yemeyeceğim” gibi mubah olan bir işi yapmamaya yemin ederse, uygun olan, bu yemini bozmamasıdır.

Yeminde keffaretin gerekmesi için bilerek, hata ederek, unutarak veya baskı altında yeminin bozulması arasında bir fark yoktur.

Kaynak: İslam İlmihali, Diyanet