Yavuz Sultan Selim, Kardeşi Korkut’un Ardından Neden Gözyaşı Döktü?
Sert mizacıyla tanınan Yavuz Sultan Selim, kardeşi Şehzâde Korkut’un cenazesinde gözyaşlarına hâkim olamadı. Peki, bu derin pişmanlığın ve mahzun vedanın ardında ne vardı?
Yavuz Sultan Selim Han, mâlum ve meşhur celâdetine rağmen, aynı zamanda çok hassas ve ince ruhlu bir insandı.
YAVUZ SULTAN SELİM’İ KARDEŞİNİN ARDINDAN AĞLATAN NE OLDU?
Fakat devletin birlik ve bekâsı anlayışı, bâzen Osmanlı pâdişahlarını, kabûlü zor kararlar almaya mecbur etmiştir. Nitekim Yavuz Sultan Selim de, bu mecbûriyetin bir netîcesi olarak, kardeşi Korkut’u bertarâf etmiş, sonra da cenâzesinde hazır bulunarak bizzat tabutunu taşımış ve:
“Ey kardeşim! Ne sen öyle yapsaydın ne de ben böyle yapmak mecbûriyetinde kalsaydım!..” diyerek ağlamıştır.
Şehzâde Korkut’un Piyâle adındaki sâdık adamını takdîr ederek:
“–Seni, büyük bir fazîlet olan sadâkatin sebebiyle affediyorum! Bu sadâkatinin mükâfâtı olarak da seni istediğin makâma tâyin edeyim. İstersen vezîrim ol!” teklifinde bulundu.
O da teşekkür etti ve sadâkatini katmerleyerek:
“–Sultânım! Bundan sonra benim vazîfem, Şehzâde Korkut’un türbedârı olmaktır!..” dedi.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 1, Erkam Yayınları